AİLE MECLİSİNİN ÇOK DEĞERLİ KURUCULARI TEMSİLCİLERİ VE GÖNÜLLÜ ÜYELERİMİZ

Aile meclisinin anlamı : Aile bireylerinin ortak görüşlerini belirleyen ve yerine getiren heyet demek diğer bir tarif de evlilik ve kan bağına dayanan karı, koca çocuklar kardeşler aynı soydan gelen sonradan dolaylı olarak aralarında akraba bağı ilişkileri bulunan toplum içindeki en küçük birlik demek..   NEDEN Aile Meclisi; Aile devletin en küçüğü en kutsalı ve en değerli bir kurumudur. Aile bireylerinin hepsini kucaklayan aile içindeki bütün bireylere hitap eden başta atalarımız olan değerli yaşlılarımız anne baba genç delikanlılarımız genç kızlarımız özellikle üniversite okuyan genç kızlarımız çocuklarımız bazı ailelerde engelli kardeşlerimizde aile bireyi olarak bütün aile fertlerini kucaklayan ayrım yapmadan tüm aile hitap eden aile yararına projeler üretip hayata geçiren birlik ve beraberlik tohumları eken bir dernek olalım dedik onun için aile meclisi derneği dedik...   Aileyi oluşturan atalarımız büyüklerimiz ebeveynlerimiz ata yurdundan ana yurda kadar aile birliği kurarak yaşamış olan milletimizin en küçük birlik olan aile olgusuna yıllarca gelenek ve görenekler kazandırılmıştır.   Böylesine gelen bu gelenekler ve göreneklerimiz etkilenerek bozulmaya uğratılmış bulunmaktadır. Hatta ve hatta dilimiz ve dinimizde bu bozumdan payını almıştır en çok da bu bozumlardan çocuklarımız etkilenmektedir.   Gerek şiddet içerikli dijital oyunlardan gerekse pornografik yapımlardan ve sosyal medyadan yanlış yönelme duygusu ve bilgisi kişiliği ve aile içi iletişim kopukluğu oluşturmaktadır. Hızlı devam etmektedir Ebeveynler olarak bizlerde onlardan aşağı kalmamaktayız sadece yeme içme yatma kalkma gibi ihtiyaçların göründüğü 80 ile 150 metre arasındaki ihtiyaç karşılama evleri konumuna gelmiş bulunmaktayız.   Öyle ki evlerimizde muhabbet o kadar bitmiş ki merhaba demeyi mrb teşekkür tşk selam slm isimlerimiz adeta yabancı isme dönüşmüş Mehmet memoş olmuş baba babişko olmuş tamam okey olmuş. Çoğu stk lar bazı başlıklar altında toplanıp hamile kalırım doğurmam, sevişirim evlenmem, pornoma dokunma diye de az gösteriler yapılmadı. Yetmiyormuş gibide ülkemiz ab ye özgürlük yok diye şikâyet edildi ülkemiz dünyada kötü gösterilmeye çalışıldı.   Soruyorum sizlere hangi AB ülkesinde polise esnafa taş, Molotof atarlar ya da hangi ülke buna izin verir. Ülke liderine hakaret hangi ülkede var T.B.M.M de genel kurulda üstelik iç güvenlik paketi görüşülürken m. vekillerimizin aralarında kavga etmesi 4. Vekilin yaralanması, sarf ettikleri hakaret, içerikli sözler bize neler oluyor dedirtiyor.   Bu acıklı ve acınacak durumumuzu hepimiz bilmekteyiz önemli olan bilmek değil önemli olan ne yapabiliriz konuşmaktır. Bu ve bunlara benzer birçok olumsuzluklarla vaktinizi almayarak Ailede sevgi saygı güven merhamet vicdan duygusu geliştirilmelidir.   Günümüzde çocuklarımız duygu boşluğunda vicdan gelişimi aile içinde ve eğitim sisteminde sürekli verilmelidir, çünkü şiddet içerikli tv bilgisayar oyunları vicdanların körelmesine neden oluyor, adeta şiddete özendirir hal aldı.   Vicdan gelişimi yetersiz bireylerde kanun ve kolluk uygulamaları da ne yazık ki yeterli değildir. Bu gün dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylarda vicdansızlık merhamet duygusu olmayan insanların yaptığı sapıkça davranışlar sonucu okuluna giden kızımız Özge can olayında tüm Türkiye çok üzüldük sözün bittiği yerdeydik hiçbir kelime açıklama bu olayın telafisini yapamaz, ALLAH dan rahmet, ailesine sabır diliyoruz..   Kadına şiddet çocuklara yaşlılara eziyet insanların katledilmesi savaşlar o kadar güncel sıradan olaylar gibi karşılanıyor ki insanlık nereye gidiyor bu kadar mı yozlaştık duygusuzlaştık yüreklerimiz köreldi… Suçun ve suçlu bireyin oluşumunda toplumsal psikolojik ve hatta biyolojik etkenler vardır. İşte bütün bunlar duygu maneviyat zayıflığı gerçeği değimlidir? Açlık sadece ekmeğe duyulan açlık değildir, midenin beslenmesi gibi vicdanında beslenmesi, nefes almak kadar gerekli bir ihtiyaçtır. Sevgiye güvene birlikteliğe, saygıya özümüze sözümüze vatanımıza devletimize insanlığımıza geleceğimize sahip çıkmalıyız.   Çünkü bütün bunlar olmadan güvenimiz zayıflar, cesaretimiz kırılır kendi içimize kapanır kendimizi yiyip bitiririz, yok olur gideriz. Sevgiyle sadece onunla kendimiz ve başkaları için fedakârlık yapabiliriz. Her şeyi devletten hükümetten beklemek yerine devlet büyüklerimiz başta sayın Cumhurbaşkanımızın Özge can için yaptığı açıklamalar kadına verdiği değer ve kadınlar çocuklar için kanunları da bu hükümet çok duyarlı davranarak yasal düzenlemeleri gündemlerinden hiç çıkarmadılar, başbakanımızın duyarlılığına da burada teşekkür ediyorum sayın başbakanımız Ahmet Davut oğlu; bütün belediye başkanlarına kadına şiddeti önlemekle ilgili çalışma yapınız diye talimat verdi.   Bütün yükü politikacılara veya yöneticilere sevk edilemez, aile içinde eğitim işte burada daha çok önümüze çıkıyor, şiddeti uygulayan bireylerde bir zamanlar çocuktu, çocuklarımıza gerekli eğitim ve donanım önce anne- baba çocuklarına bunun bebeklikten itibaren eline diline beline hakim olacaksın iyi bir insan olman, topluma kendine ailene yararlı bir birey olarak yetişmesi için şiddetin can yakmanın kötü bir olay olduğunu anlatarak sürekli bu msjı vererek benim evladım düzgün bir birey olarak yetişecek şayet eline beline taciz, tecavüz hırsızlık toplumda ve aile içinde zarar verecek kötü şeyler yaparsan baba babalık hakkımı helal etmem diyecek aynı şekilde annede sana emzirdiğim sütümü haram ederim diyecek böyle kötü şiddet uygulayanların dini ne olursa olsun hiçbir dinde insanların canını almak şiddet yoktur.   Büyüklerine saygıda küçüklerine sevgide insanlarla yardımlaşma dayanışma içinde olmasını, ancak ve ancak kendisi içinde ileride iyi insan olmasının ona kazandıracağı erdemleri anlatarak hem duygu, sevgi yönünde hem de inanç yönünde ruhunun beslenmesini sağlayarak bunun; Yaradan katında da çok büyük bir günah olduğunu defalarca çocuklarımıza bıkmadan usanmadan anlatarak, beyninin iyice algılamasını sağlayarak çocuklarımızı büyütmeye özen göstermeliyiz, devamını da okullarda eğitim sistemimizde uygulanması için çalışmalıyız..   Sonrada bizler stk lar ve medyada yazılı ve görsel olarak da gerekli mesajları kamu spotları ile tüm Türkiye tek yürek olarak hep birlikte, insanlık adına verdiğimiz de daha da sonuca ulaşacak çalışmaları bir bütün halinde yapabiliriz. Sorunları sıfırlamak çok zor fakat minimum düzeye indirmek de bizlerin ve ailelerin eğitiminden geçer. İşte aile meclisi temsilcileri olarak bizlere de çok büyük görevler düşüyor önceliğimiz insan odaklı olmak ve yüreklere dokunmak yürek kardeşliği birlikteliği beraberliği yaparak toplum yararına insanlık yararına her türlü çalışmayı yapmamız gerekiyor… Sevmek için o kadar fırsatımız varken, dünyada o kadar az sevgi vardır ki, insanlar yalnız yaşamakta yalnız yaşlanmakta ve yalnız ölmektedir. Çocuklara kötü muamele, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçirmektedirler. Sonsuz güç yaradılışla başlıyor, Yüce Yaradan her şey için önce ‘’ OL ‘’ demedi mi? Bize ALLAH ‘ ın verdiği nimetlere vatanımıza güzel Türkiye’mdeki bütün bireylere etnik köken ve inançları dini, dili ırkı mezhebi ne olursa olsun, her bir bireyin kendi doğrusuna kutsalına sahip çıkmasına saygı duyarak, Mevlana gibi ‘’ Ne olursan ol gel ‘’ diyerek, Yaradan dan ötürü birbirimizi sevelim…   Sözlerime bir araştırmamı örnek vererek devam etmek istiyorum.. Arapçada VAV harfinin anlamını merak ettim ve araştırdım çok beğendim..Arapçada VAV harfi tüm evreni kainatı, Yaradan ın tek, yaratılanın ise çok olduğunu simgeler…İnsan VAV gibi doğar, oysa bir ara doğrulunca ELİF sanır kendini insan iki büklüm doğar ve yaşar oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.. VAV kainattır, kulluğun manası da VAV’ dadır.İşte saygıda – sevgide VAV gibi olmak, merhamette NEY gibi ağlamak.. VAV halime bürü beni YARAB..Ayet derki ; secde et ve yaklaş, eğil de ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim.. Vayyyyy dememek için laşey olan insan, her şey demek olan Rabbinin önünde muhabbetle eğil …   Rabbim VAV gibi mütevazi olsun ister kullarını.. Oysa insanoğlunu yaratan Yüce ALLAH tabiatın tüm güzelliklerini iyiliklerini ve mükemmel nimetlerini doğal haliyle bizlere sunmuştur, yine insanlara diğer canlılardan ayıran en değerli özelliği olan akıl ve düşünme yeteneğini bahşetmiştir. Bu yeteneği iyilik doğruluk güzellik için bağışlamıştır. Bunu bilerek duyarlı olmak, sevmek sevilmek anlayışlı olmak insanlara mahsus en mükemmel duygudur bu duyguya ve insanlığımıza sahip çıkalım, diğer insanlarında doğrularına değer vererek kırmadan dökmeden saygı ve anlayış gösterme zahmetine katlanmalıdır.   Saygı ve sevgi insanlık davranışıdır. Bu günkü dünyamızda olumsuz birçok davranışın sebebi de yeterince saygı ve sevgi olmamasındandır. Benim doğrum sözüm ben senden daha iyi daha güzel daha doğru demekle karşısındaki insanları hiçe saymak olup, inanılması ve tamir edilmesi çok imkânsız olacak çatışmalara ve yıkımlara da sebep olacaktır. Onun için devlet büyüklerimizin bizi temsil eden bürokratların bazen sarf ettiği olumsuz sözleri de toplumsal ayrıştırmalara sebep olmaktadır. Söz ağızdan bir kere çıktımı geriye dönüşü telafisi de bazen zor oluyor, söylediğimiz sözün bağlayıcılığı da insanları zaman, zaman çeşitli ızdıraplar la da karşı karşıya bırakıyor. Bazen sarf edilen sözler ‘’ÖZ’’ den çok uzakta olabiliyor, bazen de sözümüze ‘’EGO’’ muzu katıp ‘’ÖZ’’ den uzaklaşabiliyoruz.   Bu sözü çok severim ‘’ Düzelecek olan özünüzde değil, sözünüzdedir. Çünkü siz özü temiz olansınız, sözünüze dikkat ediniz’’ İşte zihnimizin bunu ayırt etmesini öğrenebilir seki, bu belirli bir farkında lık isteyen İş’tir, o zaman sorun kalmıyor sanırım..Buda ancak düşüncelerimizi kontrol etmekle mümkün, sonuçta düşünce neyse söz ve davranış kalitesi de o olmaktadır. Büyük yol göstericiler, filozoflar insanları yıllardır hep sözleriyle etkilemediler mi? Evet ağızdan çıkan her sözün bir gücü vardır..İşte insanoğlu da özünden düşünüp konuşmayı öğrendiği zaman sözün yaratıcı gücünü kullanabilir. Buda ancak tekamülle mümkündür, Tekamül seviyesine ulaşmış olan insanlar gerçekleri özlerinden dile getireceklerinden söylenen sözde özün enerjisini de taşır, özden gelen sözün şifa gücü vardır..   Bir tohum ekelim bir tohumdan bir ağaç büyür, bir ağaçtan binlerce kibrit çıkar bir kibrit bir ormanı yakar kül eder. Yanıp bitme hayatın bitmesi gibidir, ucundan başlar kibrit misali yavaş, yavaş dibine doğru sonunda kapkara bir şey kalır, işte insan yaşamı da böyledir. Kimi insan kötü işler yapar orman yakma gibi, kimi insan vardır, yanan orman yeşersin diye sürekli tohum eker. Bizde eken ve lambanın fitilini yakan olalım yok olup gitsek de fidanlarımız ağaç olsun, lambanın fitili yakarak ışığımız kalsın. Bunun içinde; Bölücü yıkıcı değil, yapıcı olalım, kırıcı değil, gönül alan yüreklere dokunan olalım…Güzel dinimiz İslam’ın dilinden ALLAH ‘in emrinden giderek yapalım..En büyük dil Kur-anı Kerim’ in sözlerini uygulayanlar olalım..    EYYY!!! Müslümanlar uyanın bin yıl önce birbirlerini aforoz eden Katolikler ve Ortodokslar bu gün birliktelik ve hoş görü mesajları veriyor, yan yana geliyorlar.. Peki ya biz Müslümanlar ; İslam coğrafyası acınacak haldeyiz.. Avrupa öyle güzel işgal ediyor, İsrail istediği gibi katlediyor, Camilere postallarla giriyor, Kur-anı Kerim’ i yerlere atıyor ilginç olan hiç kimsenin çıtı çıkmıyor daha da vahim olanı İslamiyetlin başladığı yayıldığı kutsal topraklardan Araplardan çıt çıkmıyor..   Yine içlerinden en cesuru Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oldu dünyadaki katledilen Müslümanların sesi oldu o haykırdı dünya ya bu insanlık dışıdır diye..Dünya 5 den büyüktür diye, Tayyip bey posta koydu, haykırdı İsrail one munite!!! Diye… Allah ondan Razı olsun…   Ayrıca sayın Cumhurbaşkanımla da gurur duyuyorum… Gelelim konumuza evet Müslüman ülkelerini ve ülkemizi bölmek isteyenlerin taktikleri, Böl.. Parçala ..Yönet..Böldüler, parçaladılar yönetiyorlar, bizleri bozdular değerlerimizi yok ettiler gelinen nokta ortada, barış, demokrasi özgürlük getireceğiz diye girdikleri her yeri birbirine katıp, sinsice nifak tohumları ekip halkı birbirine kırdırarak iç savaşlar çıkartıp, sömürüp hem canlarını aldılar hem de petrollerini aldılar halkı fakirleştirdiler.. Bununla da kalmayıp manevi değerlerimiz ide yok ettiler..   Aynı evin içinde bireylerin birebirlerine tahammülü yok..Ülke içinde siyasi fikirlerin, İslam’ın içinde mezheplerin birbirlerine tahammülleri yok..Hoş görüyü, kardeşliği yardımlaşmayı, tevazünü, arı, edebi barındıran İslam dır..   Günümüzde karışık olan İslam coğrafyasının karşısında, sanki amacımıza ulaştık dercesine yan yana gelen ve aynı safta yer alan Ortodokslar, Katoliklerin birlikteliğini İslam ülkelerinde örnek alırda aynı safta yer alırlar birleşirler, inşallah ..birleşmezlerse de tıpkı Tayyip beyin Müslüman ülkelere seslendiği gibi, bizde Aile Meclisi Derneği olarak seslenelim..Önce bizim ülkemizden başlayalım..   Gelelim bizim ülkemize %99 ‘ u Müslüman bu güzel ülkemizde yaşayan mezhepler olarak; Arap, Sünni, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Yahudi, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Alevi ateist vs. gibi var mı başka bu kadar mezhep yönünden zengin ve bir o kadar da özgür bir Memleket… Bu topraklarda yaşayan halklar olarak başka Vatan olmadığının bilinciyle kenetlenmemiz gerekmez mi...Bu Vatan hepimizin, bizim topraklarımızda aynı sistemi yapmak istiyorlar dış odaklı güçler, ülkemizde kaos iç savaş çıkararak yıllardır bu ülkede barış içinde yaşayanları birbirlerine kırdırmak, için çeşitli oyunlar oynamadılar mı, gezi ağaç diye başladı darbelere, paralele kadar ne kirli oyunlar oynadılar..   Üzücü olanda, meğer içimizde ne çok Vatan düşmanı varmış bunlara maşa olan çanak tutan, haini varmış, pes diyorum vallahi pes diyorum.. saf halkımızı hatta orta öğrenim gören çocuklarımızı bile kullandılar, sağcı solcu Kemalist diye tencere tava çalarak sokaklara döktüler.. Anlamıyorlar mı bu ayak oyunlarının asıl sebebi 2023 de Türkiye daha da güçlü bir devlet olacak..100 yıllık anlaşma sonlara geliyor. Türkiye topraklarındaki madenleri kullanacak diye, bu yüzden ülkemizde bölüp parçalayıp yönetmek istiyorlar.. Fakat hesaplayamadıkları bir şey var bizler, tüm Türkiyeli olarak buna izin vermeyeceğimizi, tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi yine tüm Türkiye tek yürek olacağını bunu hesaplamadılar kolay sandılar denediler, olmayacağını da gördüler..     Biz topraklarımız insanlarımız söz konusu oldu mu Tek YÜREK, Tek BAYRAK, Tek Vatan, Tek MİLLET, güçlü AİLE, güçlü GELECEK, yeni TÜRKİYE Oluruz tıpkı yıllarca olduğumuz gibi.. Çünkü Başka VATAN yok!!! … NE MUTLU TÜRKİYEM VE TÜRKİYELİM DİYENE!!!…NE MUTLU MÜSLÜMANIM-İSLAM COĞRAFYASI BİRLİKTELİĞİ DİYENE!!! TEŞEKKÜR EDERİM.. SAYGILAR. ANTALYA AİLEMDER İL TEMSİLCİSİ Musa ÖĞÜTÇÜ...