Aldap 15 Temmuz Basın Açıklaması Bismillahirrahmenirrahim
15 Temmuz 2016 tarihinde, suretleriyle bize benzeyen kukla hainler ağa-babalarından gelen emirle tüm mukaddesatlarını ayaklar altına alarak darbe yapmaya teşebbüs etmiştir.
Bu milletin kendilerine emanet ettiği silahları, kendi şeref ve haysiyetlerini ayaklar altına alarak, onursuzca yine bu millete karşı kullanma densizliğinde bulunmuşlardır. Beyinlerinin üzerine sarılmış olan sanal derilerle o kadar mankurtlaşmışlar ki, içinde yaşadıkları bu milletin geleceği ve özgürlüğü uğruna canından, daha dünden vazgeçtiğini fark edememişlerdir.
Milletinin ve evlatlarının istikbali söz konusu olduğunda tankların önüne yatmaktan, G3 namlularının önünde durmaktan, uçakların bombaları hedef olmaktan zerrece çekinmeyen bu millet, maalesef o akşam, sureten bize benzeyen hain, onursuz ve okyanus ötesine satılmışların kurşunlarıyla 251 evladını şehit verirken, 2196 vatan sevdalısı da yaralanarak, gazi olma şerefine nail olmuştur. Tüm şehitlerimize Rabbimizden rahmet niyaz ederken, gazi kardeşlerimize en derinden minnetlerimizi sunarız.
O gece, her türlü milli ve mukaddes değerleri manipüle eden hainlerin, Camaat dedikleri organizasyonun okyanus ötesi için çalışan bir istihbarat örgütü, din diye önümüze koyduklarının bir kamuflaj, diyalog dedikleri uygulamanın tüm değerlerinden vazgeçerek batıya teslim olmak, sıfatsız olarak bahsettikleri “Hizmetin” ise okyanus ötesine ve güneyimizde yer alan ülkeye yani İsrail’e hizmet olduğu tüm gerçekliğiyle ortaya çıkmıştır.
Milletimiz, cesareti ve ferasetiyle ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde, dünyada eşi görülmemiş bir direnişle, Amerika Birleşik Devletlerinin, İsrail’in ve tüm Türkiye düşmanlarının desteklediği hain terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimini, korkusuzca, ezanlarla, selalarla hamdolsun bertaraf etmiştir.
Bizler 15 Temmuzların yıldönümlerinde ve yılın diğer tüm günlerinde, 15 Temmuz’daki gibi bir hainliğin vuku bulmaması adına her an teyakkuzda olduğumuzu, FETÖ terör örgütü gibi davranmak isteyen satılmışlara ve bu tür yapıları oluşturmak ve desteklemek için fırsat kollayan tüm dış güçlere buradan ilan ediyoruz. Sizin ne kadar haininiz ve maşanız varsa, bizim de yüzbinlerce Ömer Halisdemir’lerimiz, Ayşe Aykaç’larımız, Yasin Naci’lerimiz var.
15 Temmuz ve benzeri bir olayın tekrar vuku bulmaması için sivil toplum kuruluşları olan bizlere ve kamu idaresini elinde bulunduran devlet yöneticilerimize bazı sorumluluklar düşmektedir.
Kur’ani ve İslami değerleri toplumun her kesiminde tahkim etmek isteyen topluluklar, bunu yaparken asla kişisel ve siyasal herhangi bir ajanda ile hareket etmemelidir. Dini, ilmi ve infak çalışmalarını toplumun ve hukukun denetimine açmalı, tam bir şeffaflık içerisinde yapmalıdır. Bu hassasiyete sahip hiçbir kurum ve kuruluş, İslam ve Türkiye düşmanlığı aleni olan hiçbir devletle, ulusal ve uluslar arsı kurum ve kuruluşla herhangi bir çıkar ilişkisine girmemelidir.
15 Temmuz gibi mel’un bir girişimin tekrar vuku bulmaması için devlet yöneticileri ve kurumlarına ise çok daha büyük sorumluluklar düşmektedir.
Öncelikle, devlet kademelerinde görev alacaklar liyakat ve adalet ilkeleri gözönünde bulundurularak görevlendirilmeli, bu toplumun temel değerlerini benimsememiş kişilikler asla önemli mevkilerde devlet görevlerine getirilmemelidir. Eğitim sistemi, kendi öz değerlerimiz dikkate alınarak yeniden yapılandırılmalı, medeniyet değerlerimiz bütün okullarda her dersin müfredatı içerisine yerleştirilerek, çocuklarımızın kendi değerlerimiz doğrultusunda yetişmesi sağlanmalıdır.
Bu, bizce en hayati beka sorunumuzdur. Bu doğrultuda 1949’da İsmet İnönü zamanında Amerika Birleşik Devletleri ile imzalanan anlaşma ile kurulan “Fulbright Eğitim Komisyonu” ivedilikle lağvedilmelidir. 15 Temmuz darbesini desteklediği devlet raporları ile ortaya çıkan İncirlik ve diğer ABD üstleri acilen kapatılmalı, NATO üstleri ise tam olarak Türk Ordusu denetimine alınmalıdır.
Toplumsal tabanda, FETÖ terör örgütünün özellikle zengin ve üst düzey üyelerinin birileri tarafından kollandığı, “İbadet” kesimi olarak ifade edilen, genellikle toplumun ekonomik olarak alt kesimlerine mensup kişilerin ise şiddetli şekilde cezalandırıldığına dair bir zan oluşmuş durumdadır.
Bu durum insaf sahibi yöneticiler tarafından titizlikle araştırılmalı ve kamuoyu bu konuda en açık şekilde bilgilendirilmelidir.
Alanya Dayanışma Platformu olarak bu toprakların tekrar büyük bir medeniyete gebe olduğuna inanıyoruz. Bunu engellemek isteyen FETÖ benzeri yapılarla her türlü mücadeleye hazır olduğumuzu ilan ediyoruz.
KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR