Rektör Özkan kanserde erken tanıya dikkat çekti

Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında basın toplantısı düzenlendi. Kanserin dünyada ikinci ölüm nedeni olduğunu ve hasta sayısının hızla arttığını ifade eden Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Hayat şartlarının değişmesi, kimyasala daha fazla maruz kalmak, daha stresli bir hayat sebebiyle maalesef hepimizin ailesinde yakın çevresinde bir kanser hikayesi mevcut. Babama da kanser tanısı kondu. 


Çok şanslıydı ki erken tanı sayesinde şuan hayatta ve sağlıklı, güzel bir hayat yaşıyor” dedi. Kanserden korunmak için önemli bazı faktörler olduğunu dile getiren Rektör Özkan, “Doğal beslenme, zamanında taze doğal gıda almak, fastfood gıdalardan ve sigaradan uzak durma, stresle mücadele edebilmek, uzun süreli doğru egzersiz yapmak, erken tanı için olağan dışı semptomlar varsa ilgili doktora başvurmak, belli yaşın üstündeyseniz belli kontrolleri yaptırmak, bunun dışında da doğru tedavi almak. Doğru tedavi için en iyi merkezlerden bir tanesi Akdeniz Üniversitesi. Çok iyi bir altyapımız var, çok iyi hekim arkadaşlarımız var ve en son teknolojik aletlerle veriyoruz. Bu anlamda bizi bilen kalitemize güvenen çok fazla yurt dışı hastamız var” şeklinde konuştu.


"Akıllı ilaçlar uygun kullanılmalı"
Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Son dönemde tedaviler akıllı ilaçlarla yapılıyor. Üniversitemizde de akıllı ilaçlarla tedavi var. Ama herkese her akıllı ilaç olmuyor. Ancak bazı uygunsuz tedaviler verilebiliyor hastalara başka merkezlerde. Bu konuda uyarmak istiyorum. Üniversitemizde akıllı ilaçla tedavi çok uygun bir şekilde yapılıyor. Bu da bir şans aslında. Uygun hastaya uygun ilaç verilmezse hasta zaman kaybeder ve zarar vermiş olursunuz. O yüzden hastalarımızı güvenli merkezlere gitmeleri açısından da uyarmak istiyorum” dedi.


Bir milimlik ben bile insan hayatını karartabiliyor
Plastik cerrahi alanında da cilt tümörleriyle uğraştıklarını söyleyen Rektör Özkan, “Antalya cilt tümörlerinde maalesef çok şanslı bir coğrafya değil. Çünkü 12 ay boyunca çok ciddi oranda güneşe maruz kalıyoruz. Avusturalya’da bizim gibi cilt kanseri fazla ama Almanya böyle değil, bu tamamıyla güneş ile alakalı bir durum. Bu bölgenin özelliği çok fazla cilt kanseri görmemiz. Lütfen uzun süre kapanmayan yaralarınız ya da karakter değiştiren benleriniz varsa hemen bir plastik cerraha başvurun. Bu çok kıymetli, bir milimlik ben bile insanın hayatını karartıp sadece altı ay ömrünüz kalabiliyor. 

Antalya için cilt tümörleri bu anlamda önemli" diye konuştu.
Prostat kanserinde Akdeniz Üniversitesi’nin önemli bir farkı olduğunu söyleyen Rektör Özkan, “Akdeniz Üniversitesinde prostat kanseri ameliyatları robotla komplikasyonlar çok aza indirilerek yapılabiliyor. Bu ameliyat her yerde yok, prostat ameliyatları özellikle o yüzden çok büyük bir avantaj bizim için. Yurt dışından çok sayıda hastamız var prostat ameliyatı için gelen. Uygun hastalara yapılan robotla prostat ameliyatı kanser hastalarına çok üstün bir tedavi sunuyor. Hastalarımız çok şanslı bu anlamda da alt yapımız çok kuvvetli” ifadelerini kullandı.


Covid süresince iyi sınav verdik
Covid nedeniyle kanser teşhisinin nasıl etkilendiği sorusu üzerine Rektör Özkan, “Covid sürecinden birçok üniversite birçok hastane etkilenmişken kanser tanısı ve tedavisi anlamında, biz hiç etkilenmediğimizi gördük. Çok şaşırtmıştı ve mutlu etmişti bizi. Covid sürecinde Akdeniz Üniversitesi çok iyi bir sınav verdi, bu anlamda bir güven teşkil etmişiz. Verdiğimiz güven vesilesiyle de hastalarımızın tanısı ve tedavisinde herhangi bir aksaklık olmadı, sayılarımızda düşmedi.” şeklinde konuştu.


4 Şubat Dünya Kanser Gününün en önemli amacının kanser ile ilgili farkındalığı arttırmak ve bu konudaki erken tanı ve tedavinin önemini vurgulamak olduğunu söyleyen Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Dünyada 8.8 milyon insanın kansere bağlı olarak hayatını yitirdiğini ve 10 yıl içinde bu sayının 14 milyona kadar çıkacağını tahmin ettiklerini söyledi. Kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunun mesajını veren Prof. Dr. Çete, “Tütün mamullerinden uzak durarak, sağlıklı beslenerek, yaşam koşullarını iyileştirerek kanser hastalıklarının 3’te birinin önlenebileceğini biliyoruz. 


Bir diğeri de erken tanının ve tedavinin önemini vurgulamak. Bu konuda çok iyi çalışan bir hastaneyiz. Bu ekip işi, Akdeniz Üniversitesi bölgenin ve Türkiye’nin en donanımlı hastanelerinden biri” dedi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesine onkoloji tedavisine gelen hasta istatistiklerini paylaşan Prof. Dr. Çete, “Bizim verilerimize baktığımızda 2021 yılında Onkoloji Polikliniğinde yaklaşık 76 bin ayaktan hasta muayenesi, Hematoloji Polikliniğinde 30 bin hasta muayenesi oldu. Yıllık 100 bini geçiyor. Bu hastalarımıza günübirlik tedavi dediğimiz kemoterapi ve diğer seanslarla birlikte 23 bin seans uygulaması oldu. Tüm hastalarımız için canla başla çalışan büyük bir ekip var” şeklinde konuştu.


Gelişmiş cihazlar, tecrübeli ekip
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde son derece gelişmiş cihazlara, uzun yılların tecrübesine sahip bir ekibe sahip olduklarını ifade eden Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Fidan Korcum Şahin, “Kanserin önlenebilir bir hastalık olması sebebiyle insanların öncelikle güzel beslenmesini, doğru nefes almasını, iyi düşünmesini öneriyoruz. Çünkü bunlar yapıldığında kanserin daha da azalacağını hem çalışmalarla hem de deneyimlerimizle görüyoruz. 


Kanseri erken yakalamanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Çünkü yaptığımız testlerle erken tanı konulduğunda hastayı yüzde 100 yaşatabiliyoruz” dedi. Orta ve ileri aşamalarda hastalar için de Türkiye’nin en iyi radyoterapi merkezine sahibi olduklarını ifade eden Prof. Dr. Aylin Fidan Korcum Şahin, “Bir radyoterapistin farklı alternatif tedavileri yapabilme şansı çok büyük bir şans aslında. Çok ciddi bir yatırımla elde ettiğimiz cihazlarımız mevcut. Hastalara en uygun tedaviyi sağlayabiliyoruz. Bu çok büyük bir kazanım. Çok sayıda yerli ve yabancı hastaya hizmet veriyoruz” dedi.


Dünyada yıllık 19 milyon insan hastalık tanısı alıyor
Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat Tatlı, kanser hastalıklarının ölüm oranları birinci sırada olan kardiyovasküler hastalıklarla yarışır durumda olduğunu söyledi. Dünyada yıllık 19 milyon insanın hastalık tanısı aldığını ve yıllık 10 milyon hastanın kanser tanısıyla kaybedildiğini söyleyen Doç. Dr. Tatlı, “Kanser büyük bir halk sağlığı problemi ancak bugünün önemi dolayısıyla ortaya koyulan farkındalık, bu hastalıktan korkmamamız gerektiğini, nasıl korunacağımızı, nasıl başaracağımızı, mücadele edeceğimizi öğretiyor. 


Çünkü bu bilinç ile yüzde 30 ile 50 arasında bu hastalıktan korunabiliyoruz.” dedi. Bu yıl kanserin teması ile dünyada tüm hastaların kanser tedavisine ulaşmasındaki farkın kapatılması istendiğini belirten Doç. Dr. Tatlı, “Şuan dünyada 10 milyon ölüm var ancak bunun yüzde 70’i geri kalmış ülkelerde. Bu yılın nosyonu doğrultusunda hedef olarak kimsenin ırk, cinsiyet, sosyokültürel, eğitim düzeyi veya yaşadığı yer önemli değil, insan hakları olarak bu tedaviye ulaşılması ve kanserle savaşılması. Türkiye’de kanser tarama programları çok iyi. 


Türkiye’de yıllık 233 bin üzerinde yeni tanımız var. 126 binin üzerinde yıllık ölüm oranı var. En yüksek ölüm oranı akciğer kanserinde. Akciğer kanseri de en çok sigara ile ilişkilidir. Sigara, kanserdeki ölüm sebebinin yüzde 50’den fazlasını oluşturuyor. Bu sebeple kanser hastalığına karşı sigara ve alkol ile mücadele çok önemli.” dedi. Üniversitelerin bulunduğu bölgelerde çok önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ali Murat Tatlı, “Türkiye’den de dünyadan da gelen hastalara hitap eden konumdayız. Hocalarımızın yoğun desteği ile her durumda en hızlı aksiyon alan hastalara en güncel en iyi tedaviyi ulaştırıyoruz” şeklinde konuştu.


Semptomlar ertelenmemeli
Erken tanının önemini vurgulayan Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Sezgin Göksu, kanserde belirli bir semptom olmadığını organa göre farklılaştığını ve vücutta bir değişiklik fark edildiğinde hemen uzmana başvurulması gerektiğini söyledi. Semptomların ertelenmemesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Göksu, “Meme kanseri için 40 yaştan itibaren 2 yılda bir mamografi öneriyoruz. Çünkü erken tanıda bu hastaların yüzde 100’ü hayatta kalıyor. 


Kolon kanseri için 50 yaştan itibaren her yılda gaytada gizli kan aranması ve 10 yılda bir kolonoskopi takibi, kadın hastalar için 20’li yaştan itibaren rahim ağzı kanseri için taramalar yapılması, smear testi, ayrıca yoğun sigara öyküsü olan hastalarda 55 yaş üzerinde düşük doz tomografi ile akciğer kanseri taraması için öneriyoruz” dedi. İleri evre hastalarla da doğru tedavi ve ekip çalışmasıyla hastaların uzun ve konforlu yaşamasının mümkün olduğunu dile getiren Göksu, “Hastanemizde hem kemoterapilerle hem hedefe yönelik tedavilerle, immunoterapiler ile hastalarımızın tedavisini en iyi şekilde yapma imkanına sahibiz.” diye konuştu.


Smear testi ile rahim ağzı kanserinden korunulabilir
Kanser farkındalığının çok önemli olduğunu ve kadın kanserleri perspektifinde kanserle ilgili konuşmak istediğini söyleyen Başhekim Yardımcısı ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nasuh Utku Doğan, “Biz Türkiye’ye baktığımız zaman kadın kanserleri açısından en sık görülen tümörler, yumurtalık tümörleri ve rahim ağzı kanserleri. Özellikle rahim ağzı kanserlerinin erken teşhis imkanı var. Kansere baktığımız zaman ilk önce korunma şart, sonrasında erken tanı ve teşhis bizim açımızdan önemli. 


O bakımdan rahim ağzı kanserlerinin erken tanısı çok önemli. Sağlık Bakanlığı KETEM dediğimiz erken tanı merkezlerinde bu teşhisi yapıyor. Özellikle 30-65 yaş arası kadınlarda HPV tarama ve Smear Testi ile erken tanı imkanı mevcut. Bir kadın hayatı boyunca bir kere smear verdiğinde yüzde elli rahim ağzı kanserinden korunmuş oluyor. Rahim ağzı kanseri hastalarının çok büyük bir kısmı da hayatında hiç smear aldırmamış hastalar. Kadınların mutlaka tarama programlarına katılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.


Başhekim Yardımcısı ve Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Bostancı Toptaş ise “Baş, boyun kanserleri dünyada oldukça sık görülüyor. Özellikle sigara ve alkol kullanımı ile çok ilişkili. Sadece sigara ile mücadele bile baş, boyundaki birçok kanserin bile önlenmesine yardımcı olabilir. Baş, boyun kanserlerinde bir kitle ya da uzun süreli geçmeyen öksürük, ses kısıklığı, ses değişikliği, uzun süren yutma güçlüğü hastanın bu konularda uzmanlara başvurması gerekir” dedi.


Toplantıya Rektör Özkan’ın yanı sıra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Turhan, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Fidan Korcum Şahin, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat Tatlı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Sezgin Göksu ve Başhekim Yardımcıları Prof. Dr. Özge Turhan, Prof. Dr. Nasuh Utku Doğan, Doç. Dr. Aslı Bostancı Toptaş katıldı.