Alanya'da Genç Kalemlerden Gelenler

Pelerinsiz Kahramanlar         Sevgi ve hoşgörü kavramlarını tanıyalım: TDK sözlüğünde sırasıyla bir nesneye veya bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duyguya “sevgi” ve her ne kadar hoşnut olmayıp, karşı çıksak da her şeyi anlayışla karşılayarak saygı duymaya “hoşgörü” denmektedir.            Bunlar bir kâğıt üzerinde kaldıkça bu anlamları taşır ancak gerçek hayatta kullanılırsa tam bir kurtarıcıdır. Hatta daha da açmak gerekirse hayatımıza bu duygular girerse onlar tam bir ‘’pelerinsiz kahraman’’dır. Şimdi size bu konuyu biraz daha açmak istiyorum. Sevgi ve hoşgörüyü dünyamıza sokacaksak buna önce kendimizden başlamalıyız. Çünkü biliyoruz ki insan değişirse dünya değişir. Kendimize karşı sevgi dolu olmalıyız ki hem başkalarına sevgi dolu olalım hem de onlar bize sevgi, saygı dolu olsunlar.      Kendimize anlayışlı olmalıyız ki başkalarını da hoş görelim. Kendimizde bunları başarabilirsek bizim bize en yakın olan ailemizde de etkisi hemen görülecektir. Aile deyince aklına en az üç kişiden oluşan en küçük grup ve kurum gelir. Tabii eğer bir sosyal bilgiler dersindeysen. Ailenin “gerçek anlamda” ne demek olduğunu biliyorsanız onlara güveniyor, sırtını dayıyor ve ne olursa olsun (manevi olarak) yanlarından ayrılmıyorsunuz demektir. Aslında sevginin ve hoşgörünün en büyük örneği işte bu en küçük grup ve kurum olan çekirdek ailedir.      Çünkü aile sevmek ve hoş görmekle başlar. Hayatı öğrendiğimiz yerde aynı çatı altında olduğumuz ailemizde sevgi ve hoşgörü varsa o çatı hiçbir zaman hasar almıyor demektir. Birlikte çok güçlüyüz demektir.      Şimdi biraz daha büyük düşünelim. Bir ülkemiz var ve bu ülkenin adı: A ÜLKESİ. Bu ülkelerdeki otobüslerde asla yaşlılara yer verilmez, asla market ve kantinlerde sıraya girilmez, hiç kimse birbirinin düşüncesini kabul etmez.’ “Hep ben, hiç o…’’  Başka bir ülkemiz daha var adı: B ÜLKESİ. Yaşlılar onların baş tacı çünkü gençlere ve çocuklara tecrübelerini anlatırlar ve gençleri küçükleri yanlış şeyler yapmamaları için ikaz ederler. Marketlerde ise sıralarını beklerler çünkü herkesin bir hakkı var ve buna saygı duyarlar. En önemlisi ise farklı düşüncelere yer verilir, saygı duyulur. Şu söz dillerden eksik olmaz:      AKIL AKILDAN ÜSTÜNDÜR .  “Biraz ben, biraz o…’’  Böylece insanlar hem kendilerini yıpratmaz hem düzen bozulmamış olur. Ne dersiniz, hangi ülkede olmak istersiniz? Hoşgörü ve sevgi kavramlarını ‘’pelerinsiz kahramanlar’’ olarak adlandırmıştık. Bu kavramları neden böyle adlandırdım biliyor musunuz? Çünkü hoşgörü ve sevgi olmazsa; kan dökülür, çocuklar ağlar, hastalık ve açlık artar. Yani savaş olur. Tarih boyunca savaşların nedeni tahammül edememe, çekememe ve katlanamamaktadır.      Yüzyıllardır bu böyledir. Olumsuz savaş örneklerini hepimiz biliyoruz. Ben size iyi bir örnek göstermek istiyorum.   Eski Anadolu uygarlıklarındaki İyon Devleti bütün düşüncelere sevgi ve hoşgörü ile yaklaştığı için bilimde ve kendi dinlerinde ilerleme kaydetmişlerdir. Pelerinsiz kahramanlarımız hayatımızda olursa bizler daha gelişmiş bir ülke- bir dünya olabiliriz.              Eğer bu duygular hiç olmasaydı veya yok sayılsaydı -ki maalesef bazı yerlerde bu oluyor-    İNSANLIK HİÇBİR ŞEY YAPAMAZDI.  Belki kuş uçmaya, çekirge zıplamaya, örümcek ağ yapmaya korkardı. Sadece insanlar değil bundan etkilenecek olan tüm canlı ve cansız varlıklar yaşam alanlarında rahat olmayacaklardı. Kısacası bu duygular ‘’pelerinsiz kahramanlar” dır. Ne dersiniz daha güzel bir aile, bir ülke, bir dünya için hepimiz pelerinlerimizi takıp birer kahraman olalım mı?           İyilik Ve Hoşgörü   Her bir şeye kırılma, Hemen küsüp darılma, Sakın kötülüğe kapılma, Hoşgörü ve iyilikten ayrılma.     Yardım eli uzat muhtaçlara İyilikten yana ol ömür boyunca, Kötü olan insanları örnek alma, Hoşgörü ve iyilikten ayrılma.     Yakın olsun bize, kitap, kalem, kağıt, Hep zaman her yerde sevgi dağıt, Hep sevgiyle bakalım bütün insanlara Hoşgörü ve iyilikten ayrılma.                                          Beren SARI           Hoş Görelim   Kim olursa olsun insanların zevklerini, renklerini, davranışlarını, tarzlarını olduğu gibi kabullenmek; onları anlayışla karşılamak hoşgörü anlamına gelir.     Bize katılsın katılmasın, bizim gibi giyinsin giyinmesin her insan özgürdür. Her insan kimseyi rahatsız etmediği sürece her şeyi yapabilir. Herkes kendi yolunu kendi belirler. İnsanların yaptıkları kendini ilgilendirir. Biz de kendimizi ilgilendiririz. Başkasını dışlamak, dalga geçmek, onu kıracak sözler söylemek son derece yanlış bir davranıştır. Zaten bunları yapmak bize düşmez. Onun yerinde biz de olabilirdik, kırılabilirdik.      Empati kurmalıyız. Empati hoşgörünün temelidir. Herkes hata yapabilir. Bilerek veya bilmeyerek. Önemli olan hata yaptıklarında yadırgamamaktır. Size şuradan örnek vereyim; ben 7.sınıfım ve bu konuyu derslerimde görüyorum. Osmanlı Devleti’nde tahta geçen tüm padişahlar tahttan inmiştir, bırakmıştır veya ölmüştür. Ölmelerine bir şey diyemem ama   tahttan inmelerine bir şeyler söyleyebilirim.      Biliyor musunuz bilmiyorum ama Osmanlı Devleti’nin başına 600 yıl içinde 36 tane padişah geçmiştir.36 padişahın neredeyse yarısı orada yaşayan insanların baskısından dolayı tahttan   inmiştir. Ama aralarında sadece   Orhan Bey   hoşgörülü davranmıştır. Orhan Bey “İstimalet Politikası” uyguladığı için vefatına kadar tahttan inmemiştir.” İstimalet” derken kelime anlamıyla hoşgörü, iyilik anlamına gelmektedir. O zamanda hoşgörülü politika onu başarılı, uzun soluklu, unutulmaz liderlerden biri yapmıştır.     Şu anda birçoğunuz okula gidiyorsunuz, birçoğunuz okuma, yazma biliyorsunuz. Siz diyelim ki denemeye girdiniz ve herkesin yanlış yaptığı soru olur.  Peki sizle öğretmeniniz dalga geçti mi? Sizi hiç ayıpladı mı? Peki insanlar neden sürekli birbirlerini ayıplarlar? İşte bunların en başındaki sorun insanların birbirini dinlememesidir. Birbiriyle yarışmasıdır. Bizim yaptığımız   çoğu şey de başkalarıyla değil kendimizle yarışmamız gerekir. Fikirlerimize saygı duymamız gerekir. İnsanlar kin gütmese inanın ki dünya çok iyi bir yer olur. İnsanlar hayatta insana ne verirse onun karşılığını alır. Yani ne ekersek onu biçeriz.     Arthur Helps ‘in şöyle bir sözü vardır;  “Hoşgörü, uygarlığın biricik sınavıdır.” bu söz işte hoşgörü kelimesini tam anlamıyla açıklar. Hayatımızın her alanında hoşgörüyü ya da hoşgörüsüzlüğü duyarız, görürüz. Hoşgörü çevremizde görmek istediğimiz davranıştır. Hoşgörü her canlı varlığın ihtiyacıdır.     Bir çiçeğe bile siz sevgi ile yaklaşmazsanız, o çiçek bir süre sonra solar. Hatta bunun deneyleri de vardır. Genelde hikayelerde geçer. Bir çiçeğe hiçbir şekilde gülümsemeden bir şey demeden sulayın. Başka bir çiçeğe de gülümseyerek, konuşarak, ona iltifat ederek, hoşgörü ile   sulayın. Bunu her gün düzenli bir şekilde yaptıktan sonra bir şey demediğiniz çiçek solacaktır. “Gel, ne olursan ol yine gel.” diyen Mevlana bize hoşgörünün çok önemli olduğunu hayatta daima karşımıza çıkacağından bahsetmektedir. Bizim kültürümüzün ayrımcılık yapmadığını, herkesin eşit olduğunu, kimsenin kimseden üstün olmadığını, kim olursa olsun aynı olacağından da bahseder.      İşte bu yüzden hoşgörü, iyilik çok önemlidir. Her insan karşısındakine hoşgörülü davransa her insan yeni dostluklar kazanır, mutlu bir şekilde hayata devam eder. Yani en büyük ihtiyacımız hoşgörü, en büyük düşmanımız önyargıdır. ESRA YÜKSEL           İhtiyacı Var Her Canlının Bu Erdemli Davranışa   İhtiyacı var her canlının bu erdemli davranışa, İyilik ve hoşgörü gerekir bu dünyaya, Uçan kuşa, yüzen balığa, dikili bir fidana, İhtiyacı var her canlının bu erdemli davranışa…     Mutluluk anahtarı, yaşama sevinci, Görünmeyen güzelliği, bilinmeyen iyiliği, Keşfetmeliyiz bu muhteşemliği, İhtiyacı var her canlının bu erdemli davranışa…     Duygu, düşünce, iyilik, hoşgörü mirastır bize atalarımızdan, “Gel, gel; ne olursan ol gel!” diyen Mevlana’dan, “Sev, sev, sev…” diye haykıran Yunus’tan… İhtiyacı var her canlının bu erdemli davranışa…     Hoşgörüdür iyiliğin temeli, İnsan gönülden, candan sevmeli; sevilmeli Yediden yetmişe herkes bilmeli: İhtiyacı var her canlının bu erdemli davranışa… AZRA YILMAZ           İyilik Seninle Başlar   İyi insan ol, İyi insan. İnsanlara hatta bütün dünyaya, Yardımın olsun. Senin her yardımın, Kendine yaptığın yardımdır.     Hoşgörülü ol arkadaş  Hoşgörülü… Etrafa nasıl bakarsan bak Hoşgörü ile bak. Kime nasıl davranırsan, Karşılığını bulursun.     İlla sana yardım edene yardım etme, Çünkü iyilik seninle başlar.   Mete ÇETİNKAYA           İYİLİK Ve HOŞGÖRÜ   İyilik yap, iyilik bul, Hiçbir zaman unutma! Hayvan-insan fark etmez. Yeter ki iyilik yap.     Sen üstüne düşen görevi yap Karşılığını alacaksındır bir gün. Bunu asla unutma İyilik ve hoşgörülü hayatta.    Hayatın boyunca yaşayacaksındır, Derslerini çıkaracaksındır. İyilik ve hoşgörülü davranıp, Dünyada yayılacaksındır.   Metehan  DOĞAN