Türkler Yunan Adaları'na gidiyor, peki Yunanlar nereye gitsin?

Türkler, Türkiye'de kontrolden çıkan fiyatlar nedeniyle, tatil için daha uygun fiyatlı olduğu belirtilen Yunan Adaları'na akın ederken Yunanistan'ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini'de yayınlanan bir haber, Yunanistan'da da benzer bir durum yaşandığını ortaya koydu. Gazetenin haberine göre, ülkenin turizm bölgelerinde tatil yapmaya gücü yetmeyen gençler, tatil yapabilmek için yaz aylarında turizm sektöründe mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Haberde "Birçok Yunan genci için yaz sezonu, deniz kenarında biraz dinlenmeyi de içeren bir iştir." ifadeleri kullanıldı.


Denize kavuşmanın tek yolu bir adada iş bulmak
Yannis Rossopoulos isimli bir mevsimlik turizm işçisinin hikayesine yer verilen haberde "Yannis Rossopoulos Saronik Körfezi adalarına gitmek üzere Pire Kapısı E8'den ayrılan son gemiye biniyor. Varış noktası, Argolida yarımadasındaki küçük bir liman kenti olan Ermioni. Rossopoulos tüm yaz sezonunu buradaki 5 yıldızlı bir otelde yemek pişirerek geçirecek. Gemi yola çıkmadan önce küçük güvertede bir sigara sarıyor. İlk kez yaz sezonunda çalışacak. Atina'da aşçılık eğitimi alan Rossopoulos, bunu esas olarak deneyim için yapıyor. İkinci amacı elbette para kazanmak. Ancak kararının üçüncü bir nedeni daha var, yaz dönemini deniz kenarında geçirebilmek. Çünkü denize kavuşabilmesinin tek yolu bir adada iş bulmak." ifadelerine yer veriliyor.


"Param olmadığı için tatile gidemedim"
Parası olmadığı için tatile gidemediğini söyleyen genç, "Oteller, ulaşım, yeme-içme ve eğlence çok pahalı. İmkanım olsa elbette ben de tatile giderdim. Paros, Mykonos ve Samos'taki tatil fiyatlarını araştırdım. Hepsi de çok pahalıydı." diyor. Yani adanın birinde üç gün tatil yapacak imkanı bile olmayan Yannis Rossopoulos'un diğer seçeneği Atina'da çalışmak. O Ermioni'yi seçiyor.


Yoğun ve uzun çalışma saatleri
28 yaşındaki bir başka mevsimlik turizm işçisi Nefeli Sofikiti ise "Sabahtan akşama kadar çalışıyorum. Ama en azından Atina'da değilim. Yazın sırf denize girmek için çalışmak üzücü ancak benim gerçekliğim bu. Haziran başından bu yana Mora Yarımadası'nın güneyindeki bir sahil köyü olan Kotronas'ta bir kafede çalışıyorum. Eylül sonuna kadar burada çalışacağım. Burada işe başlamadan önce Mykonos ve Santorini'de birkaç iş için görüştüm. Bana ayda 1.300 - 1.500 euro teklif ettiler. Fakat buralarda haftanın yedi günü izinsiz olarak sabah iş başı yapıp gece yarısına kadar çalışıyorsun." diyerek çalışma koşullarının ağırlığına dikkat çekiyor.


“3-4 günlük bir tatile verecek 400-500 dolarım yok”
Ancak Nefeli Sofikiti her şeye rağmen burada çalışmaktan memnun: "Şu an burada olmayı, sıcakta Atina'da çalışıp hiçbir yere gidemeyip, tatil yapamayacağım bir duruma yeğliyorum. 3-4 günlük bir tatile verecek 400-500 euro param yok. Tatile çıkmayı çok düşündüm ama tatili yapıp geldiğinizde masraflar dağ gibi yığılıyor. Bu nedenle turizmde sezonluk bir işte çalışmayı seçtim. Evet çalışıyorum ama bu aynı zamanda  benim için bir mini tatil gibi." diyor. 


“İş çıkışı yürüyorum ve yüzüyorum”
Haberde hikayesine yer verilen bir diğer isim ise 19 yaşındaki Vassilis Iliakis. Bu yaz dönemini Kithira Adası'ndaki bir restoranda garson olarak geçirecek olan Iliakis, Atina Üniversitesi Dijital Endüstri Teknolojileri Bölümü öğrencisi. Diğerleri gibi Vassilis Iliakis'ın turizmde çalışma nedeni de mesleki deneyim değil ekonomik koşullarla ilgili. Iliakis "Sezon boyunca para kazanmak için çalışıyorum ve bu gayet iyi. Öğleden sonra 15.00'te işe başlıyorum ve 23.00'e kadar çalışıyorum. İşim bittikten sonra yürüyüşe çıkıyorum, geceleri yüzüyorum ve bir yerlerde bir şeyler içiyorum." diyor. 


“En azından uyanıyorsunuz ve plaj önünüzde”
Diğerleri gibi Vassilis de tatile çıkamıyor. Çünkü Atina'da kiralık bir evde kalıyor ve tüm kazancı kiraya ve faturalara gidiyor. Vassilis "Mevsimlik çalışma seçeneğim olmasaydı, tüm yazı Atina'nın sıcağında geçirmek zorunda kalacak ve hep fazla mesai yapacaktım. Ama en azından burada uyanıyorsunuz ve plaj önünüzde. Eğer doğru ruh halindeyseniz her şey bir tatildir.” yorumunu yapıyor.


“Turist olarak gidemediğim için mevsimlik işçi olarak gittim”
Yunanistan'daki mevsimlik turizm işçilerinin sosyal medya gruplarında dile getirdiği bir diğer konu ise turizm bölgelerindeki patronların işçilerin sözleşmelerini son anda iptal etmeleri. Atina'da gıda uzmanlığı eğitimi alan ve son üç sezondur mevsimlik turizm işçisi olarak çalışan Evgenia Katifori, "Bu yaz  Lefkada, Girit ve Andros'a gittim. Santorini'de bir otelde resepsiyonist olarak çalışmak için anlaştım ama son dakikada iptal ettiler. Şimdi günlerimi Santorini'de başka bir iş arayarak geçiriyorum. Aslında Kiklad Adası ilk tercihimdi. Çünkü her yıl yüz binlerce turistin geldiği bu adayı görmek istiyordum. Turist olarak gidemediğim için mevsimlik işçi olarak gittim. Geçen yıl Paros'a gitttim ve şezlong fiyatları bile çok yüksekti." ifadelerini kullanıyor.


Yaşı daha büyük Yunanlar eski yazları anlatıyor...
Gazetenin haberine konuşan daha ileri yaş grubundaki Yunanlar, burada anlatılandan tamamen farklı Yunanistan yazlarını hatırlıyor. "Pire Limanı'na biletsiz giderdik. Orada çok küçük bir ücret karşılığında ilk vapura binerdik. Adaya vardığımızda da çok düşük ücretlerle kendimize hemen bir oda bulurduk. Yaz aylarımızı arkadaşlarımızla oradan oraya dolaşarak, denizin ve adaların keyfini çıkararak geçirirdik. Ancak paramız bittiğinde evimize dönerdik."


“Yunanistan’da gençlerin yazla olan ilişkisi özeldi”
Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Profesörü Stathis Kalyvas “Özellikle gençlerin yaz dönemiyle bu güçlü ilişkisi, Yunanistan'da büyümek, genç olmak kavramını çok özel kılan bir şeydi. Yazla olan ilişki özeldi ve çılgın bir ilişkiydi ancak kısıtlandı. Bu, gençlerin kimliğinin bir parçasıydı. Öğrencilik dönemlerimizde grup halinde gittiğimiz tatilleri düşünmeden edemiyorum. Artık durum böyle değil, bir bedeli var. Bu durum ülke ile gençlerin arasındaki bağa farklı bir bağlam kazandırıyor." diyor.


“Önceki nesiller keyif aldıkları şeyleri bu nesile aktaramadı”
Yunan halkının ülkesi ile kurduğu ilişkinin büyük ölçüde buradaki yazlarla olan ilişkilerinden etkilendiğini kaydeden Stathis Kalyvas, "Bu bağın kaybı çok büyük önem taşıyor. Bu basite indirgenebilecek bir konu değil. Bu aynı zamanda kuşaklar arası adaletle ilgili bir sorun. Önceki nesillere belli özellikleri olan bir ülke devredildi. Keyif aldıkları şeyleri gelecek nesillere aktaramadılar ve bu büyük bir başarısızlık.” diye bitiriyor.


“Yunan gençlerin adalarla olan ilişkisi artık bir simülasyona benziyor”
Girit Üniversitesi Sosyal ve Politik Felsefe ve Kültür Felsefesi alanında yardımcı doçent olarak görev yapan Nikos Erinakis ise Yunan gençlerin adalarla olan ilişkisinin artık bir simülasyona benzediğini söylüyor. "Sanki her sevilen ada, bazı küçük yerler dışında artık var olmayan o yerin eski deneyimini hatırlatan bir özgünlüğü simüle ediyor gibi. Artık ister Yunan ister yabancı olsun, turist olarak turizmin devlerine gidiyoruz ve inşa edilmiş bir şeyi deneyimliyoruz. Onu birlikte yaratmıyoruz, birlikte geliştirmiyoruz” diyor.


“Gençler hızla tükenmişliğe itiliyor”
Biraz olsun rahatlamak umuduyla sezonluk işlere giren üniversite öğrencilerinin yazdan yorgun ve yabancılaşmış olarak döneceklerine dikkat çeken Erinakis “Buna tatil molası deniyor. Çünkü bir anlamda rutini bozuyorsunuz. Zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı olmak derin bir insani ihtiyaçtır. Bu gerekli kesinti bile araçsallaştırılıyor ve bu gençler hızla tükenmişliğe itiliyor.” diye belirtiyor.


“Ailelerin artık gençlere ayıracak tatil bütçesi yok”
Atina Ekonomi ve İşletme Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü ve Ulusal Sosyal Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı olan Angelos Loukakis ise “Gençler tatilleri için aile gelirine bağımlılar ve çoğu durumda artık ailelerin böyle bir bütçesi yok. Tatil yapmak isteyen gençlerin birçoğu mevsimlik turizm işçiliğini çözüm olarak görüyor. Kulağa pratik gelebilir ama mutlu sonla biteceğinden emin değilim, çünkü turizmdeki çalışma koşulları iş ve eğlenceyi birleştirmek için ideal değil. Haftanın yedi günü yorucu saatler içeriyor." ifadelerini kullanıyor.


“Bu sürdürülebilir bir model değil”
Kalyvas'a göre Yunanistan için turizmin ve yaz döneminin ne anlam ifade ettiğini tekrar düşünmek gerekiyor. Kalyvas "Bu işi en temelinden ele alacağız çünkü turizmde bu model sürdürülebilir değil. Son iki yıldır ülkede bu sorunun tartışılmaya başlaması olumlu bir gelişme. Konu sadece yakın gelecekle ilgili değil. Çünkü Yunanistan'da yaz sadece denizi veya manzarayı değil, aynı zamanda hayata özel bir yaklaşımı temsil ettiği için bu kadar talep görüyor. Bu kaybetmesi çok kolay olan büyük bir avantaj. Bu nedenle onu korumalı ve geliştirmelisiniz.

Kaynak;Turizm Güncel  - Dış Haberler