Romeo ve Juliet dedik bağrımıza bastık. Tiyatro dediler aşk dediler imkansız dediler siz geldiniz aklımıza bizim. O Romeo lavuğu için ne Hande Yener'ler şarkılar besteledi bu ülkede...
Değmezmişsin aslanım, değmezmişsin. Boş yere tavırlara girmedim dostlarım kitabı okuduğunuzda siz de anlayacaksınız beni. Durun ben okumadan anlatayım sizlere bu kınamalarımın nedenini. Hemen gidiyorsunuz İş Bankası Kültür yayınlarından Romeo ve Juliet kitabını alıyorsunuz. Başlıyorsunuz okumaya, eserin başlarında Romeo ile tanışıyorsunuz ilk başta.
Aşık bir adam kendisi hem de ne aşık. Yemeden içmeden kesilmiş yürüyen bir ölü sanki öyle bir aşk acısında bu bey. Yiiaaa diyorsunuz kitap herhalde sondan başlıyor daha Juliet'le tanışmasını okumadan acısını dinliyoruz. Hah orada işler değişiyor işte... evet doğru tahmin ettiniz. Bizim Romeo başkası için aşk acılarından ölüp biterken Juliet'e ilk görüşte sevdalanıyor ve onun için ölüme koşuyor. Şaşırdık mı? Hayır.
Burada erkekleri gömmüyorum bu arada. Yazıyorum böyle şeyler sonra oturduğum yerden erkek olduğum için gömüldüm lafları söylüyorsunuz. Buradan cinsiyet ayırt etmeksizin iki yüzlü insanları gömüyorum ben. Pazartesi günü birine salı günü bir başkasına aşık olabilirsiniz, ben Romeo'nun bu olayına laf etmiyorum. Ben arkasında durulmayan bir anda unutulan sözlere laf ediyorum. İlk baştaki kız için ben onsuz yaşayamam ölürüm biterim de o olmadan var olamam diyen başrolümüz öbür kızı gördü mü vınnn bir anda yaşayabildiğini fark ediyor. Bunun nedeni ne arkadaşlar biliyor musunuz? Tamamıyla arabesk kafası.
Bazı insanlar vardır ki bayılırlar bu kafaya. Sırf üzülmeye bir neden bulabilmek için hayatlarında onlara mutluluk katabilecek şeyleri ve kişileri ellerinin tersleriyle iterler. Sırf ıssız adam moduna bürünebilmek için kafalarını negatife boğup hayatındaki insanların da hayatını cehenneme çevirirler bu tipler. Aman dostlarım benden uyarması baktınız yanınızdaki insan fani dünyayı fazla önemser olmuş yaşamaktan çok yaşanmışlıklara anlam yüklemiş bir mahlukat kaçın kurtarın kendinizi.
Neyse, kitaba dönecek olursak. Tiyatro metinlerini okumayı seven biri olmama rağmen ben Romeo ve Juliet kitabını çok beğenemedim. Beğenememe nedenimin koskoca Shakespeare'la alakası olduğunu düşünmüyorum ancak kesinlikle benim vıcık vıcık şovmen aşklara olan mide bulantısı hissimden kaynaklıdır. Yani demem o ki, siz böyle aşk meşk işlerini seven biriyseniz kitabı okuyun ama benim gibiyseniz boşuna okumayın çünkü vereceğiniz tek tepki "ya ne anlatıyorsun ablam be abi" olur...