Miran: ‘İstanbul Sözleşmenin feshi aileye verilen değerin göstergesidir’
Miran: ‘İstanbul Sözleşmenin feshi aileye verilen değerin göstergesidir’
İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından feshedilmesinin isabetli bir karar olduğunu belirten Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, Türkiye toplumunun temel değerlerinin dikkate alınmadığı, temel değerlerle çatışan hükümleri içeren bir metin ile ilgili fesih kararının aileye verilen değerin göstergesi olduğunu söyledi.
‘Yeni kanun çalışması başlatılmalıdır’
İstanbul Sözleşmesi’nin ulusal mevzuattaki uzanımı olan ve onun ruhuyla hazırlanan 6284 sayılı Kanunun ideolojik bakışın eseri olduğu için toplumsal dokumuzla uyumsuz ve kadını korumada etkisiz kaldığını aktaran Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, “Bu nedenle sosyal paydaşların katılımıyla felsefi açıdan Sözleşme’den daha adil, toplumsal açıdan 6284’ten daha duyarlı, aileyi ve kadını aynı anda koruyacak, erkeği kriminalleştirmeyecek yeni bir kanun için çalışma başlatılmalıdır ya da bu bakış açısıyla mevcut kanun tümüyle gözden geçirilerek yenilenmelidir. Bütün bunlar yapılırken şiddeti azdıracak boşlukların üretilmemesine dikkat edilmelidir” dedi.Miran, Türk toplumunun değerleri ile çatışan sözleşmelere imza atmak yerine gerçekçi faydaların toplumsal hassasiyetimize uygun ulusal düzenlemelerle elde edilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Dayatma metni olarak kaleme alınmıştır’
Söz konusu sözleşmenin bunun uzağında olduğunu aktaran Miran sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul Sözleşmesi de kadına ve aile içi şiddete karşı tedbirler içerdiği için önemli ama bunu yaparken aileyi gözetmediği, eşcinselliğe hukuki dayanak olduğu, din-gelenek-kültürü kriminalleştirdiği ve bunların kökünü kazıma hedefini açıkça ifade ettiği veçhile Türkiye’nin toplumsal değerleriyle çatışan bir metindir.
Sözleşme din, gelenek, aile, cinsiyet gibi pek çok konuda marjinal görüşlerin etkisinde kaleme alınmış ve alternatif görüşleri baskılamak için kullanılmıştır. Sözleşme’nin parametrelerinden olan toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim gibi kavramlar kültürel altyapıya saldırı suretinde empoze edilmiştir. Sözleşme ülkelerin milli iradesine saygısız bir şekilde tam anlamıyla bir dayatma metni olarak kaleme alınmıştır. Yanı sıra Türkiye açısından, şiddetin önlenmesi konusunda hem yetersiz olması hem de toplumsal desteğe sahip olmaması nedeniyle etkisiz kalmıştır.
Altını özellikle çiziyoruz ki İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’nin imza attığı diğer birçok uluslararası sözleşme gibi Türkiye toplumunun temel değerlerinin dikkate alınmadığı, bilakis bu temel değerlerle çatışan hükümleri içeren bir metindir. Uluslararası sözleşmeler imzalanırken değerler konusunda yüksek hassasiyet gösterilmesi, değerlerle çatışan maddelere çekince konulması, konulamıyorsa sözleşmeye imza atılmaması gereklidir. Sözleşmenin feshi aileye verilen değerin göstergesidir. Bu nedenlerle İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedilmesi isabetli bir adım olmuştur”
‘Kamusal müzakere sürecinin tam zamanıdır’
Öte yandan şiddet olgusunun sağlıklı tartışılmasının önündeki en büyük engel, kadına karşı şiddetle mücadeleyi İstanbul Sözleşmesi’ne indirgeyen ideolojik yaklaşım olduğunun da altını çizen Başkan Eyüp Bülent Miran, yeni bir mutabakat metni için akıl yorulması gerektiğini söyledi. Miran, “Bu yaklaşımın “dokundurtmayız” dediği Sözleşme ortadan kalktığına göre artık meseleyi çok daha geniş boyutlu, çok daha aklıselim bir şekilde ele almanın, sağlıklı bir tartışma zemini üretmenin vakti gelmiştir. Bütün bunları dikkate alarak diyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi’nin tahrif ettiği mevzuatın ve tahrip ettiği değerlerin tamiri ile şiddeti kökten önleyecek düzenlemeler ve programların başlatılması için bir kamusal müzakere sürecinin tam zamanıdır” şeklinde konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.