Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

15 Temmuz Şehidinin Babası: ˮO Pilotun Gözlerinin İçine Bakmak İstiyorumˮ

SİYASET (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.11.2016 - 19:00, Güncelleme: 11.12.2024 - 05:12
 

15 Temmuz Şehidinin Babası: ˮO Pilotun Gözlerinin İçine Bakmak İstiyorumˮ

15 Temmuzʹdaki darbe girişiminde, FETÖʹcü hain pilot tarafından Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna atılan bomba sonrasında şehit olan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğitʹi şehit eden misket bombasının parçası ve özel eşyaları ailesi tarafından hazırlanan vitrinde sergileniyor. Kızını şehit eden misket bombasını göstererek ağlayan baba Yahya Kemal Yiğit, ˮO bombayı atan pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorumˮ dedi. 15 Temmuz darbe girişiminde sırasında FETÖʹcü hain pilotun Ankara Gölbaşıʹnda bulunan Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna attığı bomba sonrasında 42 Özel Harekatçı şehit olmuştu. Şehit olanlardan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğitʹin Kayseriʹnin Bünyan ilçesinde oturan ailesi, şehit Cennet Yiğitʹin Diyarbakırʹın Sur ilçesindeki operasyonda giydiği botlar, Özel Harekat üniforması, nişanlandığında kesilen kurdele, tuvalleri boyamakta kullandığı fırçalar, kendisini şehit eden misket bombasının parçası ve patlamada kullanılamaz hale gelen telefonunun da bulunduğu bir vitrin yaptırdı. Şehit Cennet Yiğitʹi ve 15 Temmuzʹdaki hain darbe girişimini unutturmayacaklarını söyleyen baba Yahya Kemal Yiğit, ˮCennet daha 7.-8. sınıfa giderken polis olmaya karar vermişti. Ama Allah ona üniversitede kısmet etti. Yani polis olmayı çok seviyorduˮ diyerek nasıl polis olduğunu anlattı. Cennet Yiğit vedalaşır gibi fotoğraf çektirdi Cennetʹin en son Ramazan Bayramıʹnda Kayseriʹye geldiğini ve tüm akrabalarıyla buluştuğunu anlatan baba Yahya Kemal Yiğit, ˮŞehit olmadan bir hafta önceydi. Bizi bayram ziyaretine gelmişti ve gitmeden bir gün önce, Cuma günüydü. Akşam üzeri kamuflajlarını da giymişti. Bahçeye çıktı ve ʹHaydi, hep birlikte aile fotoğrafı çekinelim.ʹ dedi. Aile fotoğrafı çekindikten sonra herkesle ayrı ayrı fotoğraf çekindi. Sanki vedalaşır gibi. En son anneannesini çağırdı ve ʹGel benim pamuk anneannem, seninle de fotoğraf çekinelim.ʹ dedi ve sarılarak ʹben şehit olacağım ve önce seni yanıma alacağım, daha sonra da yedi sülaleni kurtaracağım.ʹ dedi. Bu şehit olmadan tam bir hafta önceydi. Cumartesi günü yolcu ettik ve Pazartesi günü mesaiye başladı. Cuma günü de bu olay olduˮ diye konuştu. 15 Temmuz gecesinde hiç bir şeyden haberinin olmadığını söyleyen Yahya Kemal Yiğit, ˮAlanyaʹdan bir arkadaşım aradı beni. ʹAskeri darbe oluyormuşʹ dedi. Ben de ne darbesi diyerek şaşırdım ve televizyonu açtım. O zaman haberimiz oldu. Cumhurbaşkanımızın televizyondan halka seslenişini izledim. Eşimle helalleştim. Komşumu aradım ve ben çarşıya gidiyorum dedim. Bu hainler bu darbeyi gerçekleştirirlerse bize yaşama hakkı tanımazlar. Hiç olmazsa gidelim sokakta şerefimizle ölelim. Sabah 5ʹe kadar biz de sokaktaydık. Daha sonra eve geldim. Tabi Cennetʹten haber alamıyorduk. Daha sonra da Ankaraʹya gittik. Tabi o zaman öğrendik çocuğumuzun şehit olduğunu. Allah o günleri bu millete bir daha yaşatmasın. Bizim çocuğumuz şehit oldu. Adı Cennetʹti, Allahʹın cennetinde şu anda ama o darbe girişimde bulunan namussuzlar şu anda inan ki keşke biz de o sokaklarda sürünsek diyorlar ve yalvaracaklar. Allah onlara o acıyı yaşatacak. Bizlere bu acıyı yaşattılar ama benim çocuğum şerefiyle, haysiyetiyle şehit oldu. Onlarda ebediyen Allahʹın cehenneminde azap görecekler. Biz buna inanıyoruz çünkü Allahʹın Kurʹan-ı Kerimʹinde sözü var. Biz Allahʹa iman etmiş insanlarız. Onun için de Allah onları kahretsin diyorum başka da bir şey demiyorumˮ ifadesinde bulundu. ˮTeröristlere atılmayan bombayı bizim çocuklarımıza attılarˮ Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna F-16ʹdan atılan misket bombasının bir parçasını gösteren baba Yahya Kemal Yiğit, ˮÇocuğumuz şehit olduğunda düzenlenen cenaze töreninde Özel Harekat Başkanlığında bunu buldum ve bunu sorduğumda, ʹamca bu misket bombasının bir parçasıʹ dediler. ʹBiz bunu yalvardık, insan haklarına aykırı diye teröristlere attırmadık. Fakat bu namussuzlar bize attılarʹ dedi. İşte bu teröristlere atmadıkları bombayı bizim çocuklarımıza attılar. Bunlar bu kadar namert ve namussuz. Bunlara inanın değil insan, hayvan demek bile hayvanlara hakarettir. Bunlar hayvan bile değil, Allahʹın yer yüzünde en alçak varlık olarak nitelendirdiği münafıktır. Yani bunlara bir isim falan koyamıyorum. İşte bunu bizim çocuklarımıza kullandılarˮ dedi. ˮO pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorumˮ ˮBunu yapan insan olabilir mi? Bu nasıl bir canilik, bu nasıl bir insanlık? Kendi paralarımızla aldığımız silahları bize doğrulttularˮ diyen Yiğit, ˮBunlar dünyanın en aşağılık insanlarıdır. Allah bunları bildiği gibi yapsın. Öbür tarafta zaten bunların hesabını verecekler ama bu roketi, bu füzeyi atan pilotun yüzüne bakmak istiyorum. İnşallah Allah bana fırsat verir ve sadece gözüne bakmak istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorumˮ şeklinde konuştu. Anne Huriye Yiğit de 15 Temmuz gecesi Cennet Yiğitʹin bir mesaj gönderdiğini, mesaj sonrasında kızını aradığını anlatarak, ˮBana dediği tek şey, ʹAnne özel harekatta biraz sorun var toplantıya giriyorum, 2 dakika sonra seni arayacağım.ʹ Ondan sonra bir daha haber alamadık. Arıyoruz ama telefonu meşguldü. Sabah olunca eşim emniyetten öğrenmeye gitti. ʹAnkaraʹya gidinʹ dediler. Ankaraʹya gittik. Orada hemen Özel Harekata ulaştık. Özel Harekattan bizi Adli Tıpʹa yönlendirdiler. Orada 3 gün bekledik ve 3 gün sonra kızımızın şehit olduğunu öğrendikˮ diye konuştu. Ablası Emine tarafından bir vitrin oluşturulduğunu söyleyen anne Huriye Yiğit, ˮCennetʹin kullandıkları var. Surʹda giydiği botları var, çamuruyla duruyor şu an. Öyle koyduk. Nişanlısının yaptırdığı Cennet isimleri var. Cumhurbaşkanımızın gönderdi bayrağımız var. Kurʹan-ı Kerimʹi sığdıramadığımız için koyamadık. Giydiği bordo bereli elbiseleri var. Mezuniyette giydiği elbisesi var. Resimleri, kullandığı fotoğraf makinesi, küçücük tokalarından tutun da elinin değdiği her şey var. Her şeyden birer parça koymaya çalıştık. Voleybol tişörtüne dahil bize hatırlatacak her şeyi koydukˮ diyerek Cennetʹi ve 15 Temmuzʹu unutturmamaya çalıştıklarını söyledi. Cennetʹin anne ve babasından habersiz akademiye başvurduğunu kaydeden abla Emine Yiğit, ˮCennet bana ilk telefon açtığında ʹAbla sana çok güzel bir haberim varʹ demişti. ʹAnnemlere söyleme daha belli değil. Ben akademiye başvurdum. Akademiden geldiler öylesine forum doldurdukʹ dedi. Daha sonrasında bana telefon açtı ve ʹkabul etmişlerʹ dedi. Ama sesindeki o heyecan hala kulaklarımda. ʹAma annemlere söyleme sürpriz olsun saklayalım birazʹ dedi. 1-1.5 ay kadar sakladık. Tatile gelmişti Alanyaʹya bizim yanımıza. O zaman babamlarla paylaşmıştı bu haberiˮ diyerek kardeşi Cennet Yiğitʹin nasıl polis olduğunu anlattı. Cennetʹin polislik mesleğini çok sevdiğini söyleyen Emine Yiğit, ˮBayrak için, vatan için uğraştı. Onun içinde şehadete erdi zaten. Biz en son o gün gündüz konuşmuştuk. Yorgun görünüyorsun biraz dinlen dedim. ʹBugün biraz yoğun bir gün geçirdimʹ abla dedi. Daha sonra akşam mesajlaştık. Darbe haberi bize ulaştığında sürekli mesaj attım kardeşime, sürekli aradım ama telefonu kapalıydı. Cevap alamadık. Daha sonrasında annem ve babam Ankaraʹya gitti. Ben burada 3 gün bekledim. 3 gün sonrada kardeşimin şehit olduğu haberini aldımˮ diye konuştu. Son resmini tamamlamak kısmet olmadı Vitrinin bulunduğu odayı kardeşi Cennetʹin fotoğrafları ve hatıralarıyla dolduran abla Emine Yiğit, ˮCennet güzel sanatlardan resim öğretmeni mezunuydu. Çok severek yaptığı bir resmiydi bu. Fakat tamamlamak kısmet olmadı Cennetʹe çünkü o ara akademi başlamıştı. Akademiye yoğunlaştığı için nasıl olsa bir ara tamamlarım dedi. Küçük küçük evde kendisi yapıyordu. Ama şehit olduğu için tamamlamak kısmet olmadıˮ şeklinde konuştu.
15 Temmuzʹdaki darbe girişiminde, FETÖʹcü hain pilot tarafından Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna atılan bomba sonrasında şehit olan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğitʹi şehit eden misket bombasının parçası ve özel eşyaları ailesi tarafından hazırlanan vitrinde sergileniyor. Kızını şehit eden misket bombasını göstererek ağlayan baba Yahya Kemal Yiğit, ˮO bombayı atan pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorumˮ dedi. 15 Temmuz darbe girişiminde sırasında FETÖʹcü hain pilotun Ankara Gölbaşıʹnda bulunan Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna attığı bomba sonrasında 42 Özel Harekatçı şehit olmuştu. Şehit olanlardan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğitʹin Kayseriʹnin Bünyan ilçesinde oturan ailesi, şehit Cennet Yiğitʹin Diyarbakırʹın Sur ilçesindeki operasyonda giydiği botlar, Özel Harekat üniforması, nişanlandığında kesilen kurdele, tuvalleri boyamakta kullandığı fırçalar, kendisini şehit eden misket bombasının parçası ve patlamada kullanılamaz hale gelen telefonunun da bulunduğu bir vitrin yaptırdı. Şehit Cennet Yiğitʹi ve 15 Temmuzʹdaki hain darbe girişimini unutturmayacaklarını söyleyen baba Yahya Kemal Yiğit, ˮCennet daha 7.-8. sınıfa giderken polis olmaya karar vermişti. Ama Allah ona üniversitede kısmet etti. Yani polis olmayı çok seviyorduˮ diyerek nasıl polis olduğunu anlattı. Cennet Yiğit vedalaşır gibi fotoğraf çektirdi Cennetʹin en son Ramazan Bayramıʹnda Kayseriʹye geldiğini ve tüm akrabalarıyla buluştuğunu anlatan baba Yahya Kemal Yiğit, ˮŞehit olmadan bir hafta önceydi. Bizi bayram ziyaretine gelmişti ve gitmeden bir gün önce, Cuma günüydü. Akşam üzeri kamuflajlarını da giymişti. Bahçeye çıktı ve ʹHaydi, hep birlikte aile fotoğrafı çekinelim.ʹ dedi. Aile fotoğrafı çekindikten sonra herkesle ayrı ayrı fotoğraf çekindi. Sanki vedalaşır gibi. En son anneannesini çağırdı ve ʹGel benim pamuk anneannem, seninle de fotoğraf çekinelim.ʹ dedi ve sarılarak ʹben şehit olacağım ve önce seni yanıma alacağım, daha sonra da yedi sülaleni kurtaracağım.ʹ dedi. Bu şehit olmadan tam bir hafta önceydi. Cumartesi günü yolcu ettik ve Pazartesi günü mesaiye başladı. Cuma günü de bu olay olduˮ diye konuştu. 15 Temmuz gecesinde hiç bir şeyden haberinin olmadığını söyleyen Yahya Kemal Yiğit, ˮAlanyaʹdan bir arkadaşım aradı beni. ʹAskeri darbe oluyormuşʹ dedi. Ben de ne darbesi diyerek şaşırdım ve televizyonu açtım. O zaman haberimiz oldu. Cumhurbaşkanımızın televizyondan halka seslenişini izledim. Eşimle helalleştim. Komşumu aradım ve ben çarşıya gidiyorum dedim. Bu hainler bu darbeyi gerçekleştirirlerse bize yaşama hakkı tanımazlar. Hiç olmazsa gidelim sokakta şerefimizle ölelim. Sabah 5ʹe kadar biz de sokaktaydık. Daha sonra eve geldim. Tabi Cennetʹten haber alamıyorduk. Daha sonra da Ankaraʹya gittik. Tabi o zaman öğrendik çocuğumuzun şehit olduğunu. Allah o günleri bu millete bir daha yaşatmasın. Bizim çocuğumuz şehit oldu. Adı Cennetʹti, Allahʹın cennetinde şu anda ama o darbe girişimde bulunan namussuzlar şu anda inan ki keşke biz de o sokaklarda sürünsek diyorlar ve yalvaracaklar. Allah onlara o acıyı yaşatacak. Bizlere bu acıyı yaşattılar ama benim çocuğum şerefiyle, haysiyetiyle şehit oldu. Onlarda ebediyen Allahʹın cehenneminde azap görecekler. Biz buna inanıyoruz çünkü Allahʹın Kurʹan-ı Kerimʹinde sözü var. Biz Allahʹa iman etmiş insanlarız. Onun için de Allah onları kahretsin diyorum başka da bir şey demiyorumˮ ifadesinde bulundu. ˮTeröristlere atılmayan bombayı bizim çocuklarımıza attılarˮ Özel Harekat Daire Başkanlığıʹna F-16ʹdan atılan misket bombasının bir parçasını gösteren baba Yahya Kemal Yiğit, ˮÇocuğumuz şehit olduğunda düzenlenen cenaze töreninde Özel Harekat Başkanlığında bunu buldum ve bunu sorduğumda, ʹamca bu misket bombasının bir parçasıʹ dediler. ʹBiz bunu yalvardık, insan haklarına aykırı diye teröristlere attırmadık. Fakat bu namussuzlar bize attılarʹ dedi. İşte bu teröristlere atmadıkları bombayı bizim çocuklarımıza attılar. Bunlar bu kadar namert ve namussuz. Bunlara inanın değil insan, hayvan demek bile hayvanlara hakarettir. Bunlar hayvan bile değil, Allahʹın yer yüzünde en alçak varlık olarak nitelendirdiği münafıktır. Yani bunlara bir isim falan koyamıyorum. İşte bunu bizim çocuklarımıza kullandılarˮ dedi. ˮO pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorumˮ ˮBunu yapan insan olabilir mi? Bu nasıl bir canilik, bu nasıl bir insanlık? Kendi paralarımızla aldığımız silahları bize doğrulttularˮ diyen Yiğit, ˮBunlar dünyanın en aşağılık insanlarıdır. Allah bunları bildiği gibi yapsın. Öbür tarafta zaten bunların hesabını verecekler ama bu roketi, bu füzeyi atan pilotun yüzüne bakmak istiyorum. İnşallah Allah bana fırsat verir ve sadece gözüne bakmak istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorumˮ şeklinde konuştu. Anne Huriye Yiğit de 15 Temmuz gecesi Cennet Yiğitʹin bir mesaj gönderdiğini, mesaj sonrasında kızını aradığını anlatarak, ˮBana dediği tek şey, ʹAnne özel harekatta biraz sorun var toplantıya giriyorum, 2 dakika sonra seni arayacağım.ʹ Ondan sonra bir daha haber alamadık. Arıyoruz ama telefonu meşguldü. Sabah olunca eşim emniyetten öğrenmeye gitti. ʹAnkaraʹya gidinʹ dediler. Ankaraʹya gittik. Orada hemen Özel Harekata ulaştık. Özel Harekattan bizi Adli Tıpʹa yönlendirdiler. Orada 3 gün bekledik ve 3 gün sonra kızımızın şehit olduğunu öğrendikˮ diye konuştu. Ablası Emine tarafından bir vitrin oluşturulduğunu söyleyen anne Huriye Yiğit, ˮCennetʹin kullandıkları var. Surʹda giydiği botları var, çamuruyla duruyor şu an. Öyle koyduk. Nişanlısının yaptırdığı Cennet isimleri var. Cumhurbaşkanımızın gönderdi bayrağımız var. Kurʹan-ı Kerimʹi sığdıramadığımız için koyamadık. Giydiği bordo bereli elbiseleri var. Mezuniyette giydiği elbisesi var. Resimleri, kullandığı fotoğraf makinesi, küçücük tokalarından tutun da elinin değdiği her şey var. Her şeyden birer parça koymaya çalıştık. Voleybol tişörtüne dahil bize hatırlatacak her şeyi koydukˮ diyerek Cennetʹi ve 15 Temmuzʹu unutturmamaya çalıştıklarını söyledi. Cennetʹin anne ve babasından habersiz akademiye başvurduğunu kaydeden abla Emine Yiğit, ˮCennet bana ilk telefon açtığında ʹAbla sana çok güzel bir haberim varʹ demişti. ʹAnnemlere söyleme daha belli değil. Ben akademiye başvurdum. Akademiden geldiler öylesine forum doldurdukʹ dedi. Daha sonrasında bana telefon açtı ve ʹkabul etmişlerʹ dedi. Ama sesindeki o heyecan hala kulaklarımda. ʹAma annemlere söyleme sürpriz olsun saklayalım birazʹ dedi. 1-1.5 ay kadar sakladık. Tatile gelmişti Alanyaʹya bizim yanımıza. O zaman babamlarla paylaşmıştı bu haberiˮ diyerek kardeşi Cennet Yiğitʹin nasıl polis olduğunu anlattı. Cennetʹin polislik mesleğini çok sevdiğini söyleyen Emine Yiğit, ˮBayrak için, vatan için uğraştı. Onun içinde şehadete erdi zaten. Biz en son o gün gündüz konuşmuştuk. Yorgun görünüyorsun biraz dinlen dedim. ʹBugün biraz yoğun bir gün geçirdimʹ abla dedi. Daha sonra akşam mesajlaştık. Darbe haberi bize ulaştığında sürekli mesaj attım kardeşime, sürekli aradım ama telefonu kapalıydı. Cevap alamadık. Daha sonrasında annem ve babam Ankaraʹya gitti. Ben burada 3 gün bekledim. 3 gün sonrada kardeşimin şehit olduğu haberini aldımˮ diye konuştu. Son resmini tamamlamak kısmet olmadı Vitrinin bulunduğu odayı kardeşi Cennetʹin fotoğrafları ve hatıralarıyla dolduran abla Emine Yiğit, ˮCennet güzel sanatlardan resim öğretmeni mezunuydu. Çok severek yaptığı bir resmiydi bu. Fakat tamamlamak kısmet olmadı Cennetʹe çünkü o ara akademi başlamıştı. Akademiye yoğunlaştığı için nasıl olsa bir ara tamamlarım dedi. Küçük küçük evde kendisi yapıyordu. Ama şehit olduğu için tamamlamak kısmet olmadıˮ şeklinde konuştu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.