Ahıska Sürgünü'nün 80. Yılı: Bir Türk Yurdunun Acılı Tarihi

Bu yıl, Ahıska Sürgünü’nün 80. yılı. 1944’te Sovyetler Birliği tarafından yapılan bu zorla göç, Ahıska Türklerinin tarihindeki en karanlık sayfalardan biridir. Ancak bu sürgün, sadece bir halkın trajedisi değil, aynı zamanda kültürel direncin ve kimliğin korunmasının bir hikayesidir. 80 yıl sonra, Ahıska Türkleri, zorla sürüldükleri topraklardan hala benliklerini kaybetmeden, dilini, dinini ve geleneklerini yaşatarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Ahıska: Eski Bir Türk Yurdu Ahıska, bugün Gürcistan sınırları içinde yer alıyor, ancak bu bölge uzun yıllar boyunca Anadolu'nun bir parçasıydı. 1578’de Osmanlı İmparatorluğu’na katılan Ahıska, o dönemdeki Türk yurtlarının önemli bir parçasıydı. Ancak 19. yüzyılda, Rusya’nın Kafkasya’ya yönelmesiyle birlikte Ahıska, Rus işgaline uğradı. 1828’de Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan Edirne Anlaşması’yla, bu topraklar Ruslara terk edildi. Sürgün Başlangıcı: 1944’teki Acı Olay Ahıska Türklerinin acı hikayesi, 1944 yılında zirveye ulaştı. 14 Kasım 1944'te, Sovyetler Birliği tarafından başlatılan sürgünle 90.000’e yakın Ahıska Türkü, Gürcistan’dan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi uzak bölgelere zorla taşındı. Bu sürgün sırasında, Ahıska Türklerinin evleri, malları, toprakları Gürcü ve Ermenilere verildi. Sovyetler Birliği'nin amacı, Ahıska Türklerini asimile etmek ve kimliklerini unutturmakti. Ancak Ahıska halkı, tarih boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, kültürünü ve kimliğini korumayı başardı.   II. Dünya Savaşı ve Sürgün Sonrası Ahıska Türklerinin maruz kaldığı acılar sadece 1944'le sınırlı kalmadı. II. Dünya Savaşı sırasında, bir kısmı Almanlara karşı savaşmaya gönderildi, ancak çoğu savaşın sonunda ya hayatını kaybetti ya da sakat kaldı. Geriye kalanlar, Sovyetler Birliği tarafından Sibirya, Orta Asya ve Kazakistan'a sürüldü. Bu süreç, Ahıska Türklerinin bir başka büyük sürgünüydü. 1989 Fergana Olayları ve Sonrası 1989 yılında Özbekistan’daki Fergana bölgesinde yaşanan etnik çatışmalar, Ahıska Türklerinin bir başka zor dönemeçten geçmesine neden oldu. Rus askerlerinin koruması altında yaşamaya başlayan Ahıska Türkleri, bu dönemde yine kimliklerini kaybetmemek için büyük mücadele verdiler. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, Gürcistan'da bağımsızlığını ilan etti. Ancak, Gürcistan yönetimi, Ahıska Türklerini kabul etmek yerine, onları yine asimilasyona zorladı. Soyadlarını ve uyruklarını değiştirme zorunluluğu, bu halkın bir kez daha kimliğini kaybetmesini amaçlayan bir baskıydı. Bugün: Ahıska Türkleri ve Türkiye’deki Yaşam Sürgünlerden ve zorluklardan sonra, Ahıska Türkleri bugün Türkiye'de Artvin, Kars, Iğdır ve İstanbul gibi şehirlerde yaşamaktadır. Yaşadıkları zorluklar, onları daha da birbirine kenetlemiş ve kültürlerini, geleneklerini yaşatma konusunda büyük bir kararlılık sergilemelerine sebep olmuştur. Bugün, Ahıska Türkleri, sadece göç ettikleri yerlerde değil, Türkiye'deki sosyal hayatın önemli bir parçası olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Sonuç: Kimlik ve Direnç Ahıska Türklerinin 80 yıl önce başlayan sürgün serüveni, sadece bir halkın acılı tarihinde değil, aynı zamanda kimliğin ve kültürün korunmasının simgesidir. Sovyetler Birliği’nin asimilasyon ve baskı politikalarına karşı, Ahıska Türkleri, kültürlerini ve geleneklerini korumayı başarmışlardır. Bugün, Ahıska Türkleri, tarihlerinin acılarını unutmadan, geçmişlerine sahip çıkarak, kimliklerinden ödün vermeden yaşamaktadırlar. Ahıska Sürgünü’nün 80. yılı, bu halkın yaşadığı zorlukları hatırlatırken, aynı zamanda onların dirençlerini, kültürel miraslarını ve varlıklarını sürdürme kararlılıklarını da gözler önüne seriyor.