Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi

EĞİTİM 03.12.2020 - 17:47, Güncelleme: 11.12.2024 - 05:12
 

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi

Alanya ADD şube Başkanı Zuhal Sirkeli 'Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi hakkında yaptığı basın açıklamsında şu sözlere yer verdi.

      Sirkeli''Bundan tam 86 yıl önce; 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve Seçim Kanununda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuşlardır. Türk Kadını hiçbir hakkını bedavadan kazanmamış, her birini gerçekten hak etmiştir. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Avrupa ülkesinin kadınının da hayal edemediği hakları, bir ‘lütuf’ değil, hak ettiklerine inandığı için, sağlamıştır. Bu anlamda kadınlarımıza 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Kadınlarımız Büyük Önderimizin yüzünü kara çıkartmadıklarına, bu hakları kazandıktan sonra girdikleri her seçimde büyük başarılar elde ettiklerine, muhtar, belediye başkanı, köy heyeti azası olmanın yanında, 1935 seçimlerinde meclise gönderdikleri 18 milletvekili ile ülkemizin yönetimine ve kalkınmasına nasıl katkılarda bulunduklarına hem tarih hem de meclis tutanakları şahittir. Bugün 21.Yüzyıl Türkiye’sinde “Töre ya da namus cinayetleri” ile kadınlarımız ülke gündemine oturmuş, Gerici eğitim uygulamaları ile kızların erken yaşlarda eğitimden koparılarak cehalet içinde yaşam sürmelerinin önü açılmıştır. Tüm islam dünyasının büyük bir hayranlıkla izlediği kadınlarımız yeniden 1934 yılında elde ettiği hakların gerisine götürülmeye çalışmaktadırlar.  86 yıl önce Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmış, Seçmiş ama seçilme hakkı engellenmiştir. Kadınlar kendi güçleriyle değil, mensubu olmayı göze aldıkları siyasi partilerin ‘erkek’ yöneticileri tarafından belirlenmekte ve ülke nüfusu oranına hiç de yakışmayan ‘kota’larla uğraşmak ve bunlara boyun eğmek zorunda bırakılmaktadırlar.  Kendilerinden toplum yaşamının diğer alanlarında olduğu gibi siyasette de ‘erkeğe tabi’ olmaları istenmektedir. Bunu en açık örneği 1980 yılı öncesine kadar  siyasi parti kadın kolları başkanları, parti yönetiminde söz sahibi olarak yönetim kurulu kararlarında  imza atabiliyorlardı. Ancak 1980 den sonra yapılan siyasi partiler yasasında değişiklik ile siyasi parti kadın kolları başkanlarının parti yönetim kurullarında karar alma merciinde oy kullanıp imza atma yetkisi kaldırılmıştır dedi.      
Alanya ADD şube Başkanı Zuhal Sirkeli 'Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi hakkında yaptığı basın açıklamsında şu sözlere yer verdi.

 


 


 

Sirkeli''Bundan tam 86 yıl önce; 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve Seçim Kanununda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuşlardır.

Türk Kadını hiçbir hakkını bedavadan kazanmamış, her birini gerçekten hak etmiştir. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Avrupa ülkesinin kadınının da hayal edemediği hakları, bir ‘lütuf’ değil, hak ettiklerine inandığı için, sağlamıştır. Bu anlamda kadınlarımıza 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.


Kadınlarımız Büyük Önderimizin yüzünü kara çıkartmadıklarına, bu hakları kazandıktan sonra girdikleri her seçimde büyük başarılar elde ettiklerine, muhtar, belediye başkanı, köy heyeti azası olmanın yanında, 1935 seçimlerinde meclise gönderdikleri 18 milletvekili ile ülkemizin yönetimine ve kalkınmasına nasıl katkılarda bulunduklarına hem tarih hem de meclis tutanakları şahittir.


Bugün 21.Yüzyıl Türkiye’sinde “Töre ya da namus cinayetleri” ile kadınlarımız ülke gündemine oturmuş, Gerici eğitim uygulamaları ile kızların erken yaşlarda eğitimden koparılarak cehalet içinde yaşam sürmelerinin önü açılmıştır. Tüm islam dünyasının büyük bir hayranlıkla izlediği kadınlarımız yeniden 1934 yılında elde ettiği hakların gerisine götürülmeye çalışmaktadırlar. 


86 yıl önce Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmış, Seçmiş ama seçilme hakkı engellenmiştir. Kadınlar kendi güçleriyle değil, mensubu olmayı göze aldıkları siyasi partilerin ‘erkek’ yöneticileri tarafından belirlenmekte ve ülke nüfusu oranına hiç de yakışmayan ‘kota’larla uğraşmak ve bunlara boyun eğmek zorunda bırakılmaktadırlar. 


Kendilerinden toplum yaşamının diğer alanlarında olduğu gibi siyasette de ‘erkeğe tabi’ olmaları istenmektedir. Bunu en açık örneği 1980 yılı öncesine kadar  siyasi parti kadın kolları başkanları, parti yönetiminde söz sahibi olarak yönetim kurulu kararlarında  imza atabiliyorlardı. Ancak 1980 den sonra yapılan siyasi partiler yasasında değişiklik ile siyasi parti kadın kolları başkanlarının parti yönetim kurullarında karar alma merciinde oy kullanıp imza atma yetkisi kaldırılmıştır dedi.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.