Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Türkiye’nin 2024 İklim Karnesi: Olumlu ve Olumsuz Adımlar

DÜNYA 06.01.2025 - 18:09, Güncelleme: 06.01.2025 - 18:09
 

Türkiye’nin 2024 İklim Karnesi: Olumlu ve Olumsuz Adımlar

İklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin 2024 yılı iklim performansını değerlendirerek "2024 İklim Karnesi"ni hazırladı. Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini dört katına çıkarma hedefiyle olumlu bir adım atarken, bu hedefin ulusal enerji planına henüz dâhil edilmemesi önemli bir endişe kaynağı oldu.

Olumsuz Değerlendirilen Başlıklar Karnede olumsuz olarak değerlendirilen konular arasında, Afşin Elbistan A Kömürlü Termik Santrali'nin genişletilmesi planları öne çıkıyor. Yöredeki mevcut termik santralin çevresel ve sağlık etkileri, yeni ünitelerin eklenmesiyle daha da artacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın emisyon verileri, santralin kirliliğinin yönetmelik sınırlarını sekiz kat aştığını gösteriyor. Bu projeden vazgeçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bir diğer endişe verici konu, Türkiye’nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi'nde fosil yakıtlardan çıkışa dair bir planın yer almaması. Ayrıca, nükleer enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması taahhüdü de eleştiriliyor. Enerji Bakanlığı’nın hedeflerine göre, Akkuyu Nükleer Santrali devreye girdiğinde kamu kaynaklarının boşa harcanacağı ve Türkiye’nin enerji bağımlılığının artacağı öngörülüyor. Yenilenebilir Enerji Potansiyeli Yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeler ise kısmen umut verici. Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisinin kurulu gücünü dört katına çıkarma hedefi, ülkenin net sıfır emisyon hedefi için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak, bu projelerin ekosistemlere zarar vermemesi ve halkın katılımıyla gerçekleştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Yenilenebilir enerji projelerinin çevresel etkilerinin bağımsız uzmanlar tarafından değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. İklim Kanunu ve Adil Geçiş Planı Türkiye’nin uzun süredir gündemde olan İklim Kanunu hâlâ Meclis'e gelmemiş durumda. 2024 yılı için yürürlüğe girmesi beklenen kanun, iklim politikalarının hukuki zeminini oluşturacak. Sivil toplum kuruluşları, bu kanunun, özellikle emisyon azaltım hedefleri ve kömürden çıkış süreçlerini içermesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, adil geçiş stratejisinin de acilen hazırlanması gerektiği ifade ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın adil geçiş stratejisi duyurusu olumlu bir adım olsa da, kömürde ısrar edilmesinin sektördeki olumsuz etkileri artıracağı uyarısı yapılıyor. Sanayi ve Karbonsuzlaşma Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bazı sektörler için düşük karbonlu yol haritaları hazırlasa da bu hedeflerin yetersiz olduğu eleştiriliyor. Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda sanayinin karbonsuzlaşmasına yönelik somut hedefler gereklidir. İmzacı Kurumlar İklim alanındaki bu değerlendirmeyi yapan kuruluşlar arasında 350 Türkiye, Greenpeace Türkiye, WWF-Türkiye ve TEMA Vakfı gibi birçok sivil toplum kuruluşu yer alıyor. Bu kuruluşlar, Türkiye'nin iklim politikalarını geliştirmek için daha fazla iş birliği ve somut adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin iklim geleceği, doğru stratejilerle şekillendirilebilir. Ancak bu adımların etkili olabilmesi için yenilenebilir enerjiye dayalı bir dönüşüm süreci ve fosil yakıtların kullanımını sınırlayan bir politika gerekiyor.
İklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin 2024 yılı iklim performansını değerlendirerek "2024 İklim Karnesi"ni hazırladı. Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini dört katına çıkarma hedefiyle olumlu bir adım atarken, bu hedefin ulusal enerji planına henüz dâhil edilmemesi önemli bir endişe kaynağı oldu.

Olumsuz Değerlendirilen Başlıklar

Karnede olumsuz olarak değerlendirilen konular arasında, Afşin Elbistan A Kömürlü Termik Santrali'nin genişletilmesi planları öne çıkıyor. Yöredeki mevcut termik santralin çevresel ve sağlık etkileri, yeni ünitelerin eklenmesiyle daha da artacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın emisyon verileri, santralin kirliliğinin yönetmelik sınırlarını sekiz kat aştığını gösteriyor. Bu projeden vazgeçilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Bir diğer endişe verici konu, Türkiye’nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi'nde fosil yakıtlardan çıkışa dair bir planın yer almaması. Ayrıca, nükleer enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması taahhüdü de eleştiriliyor. Enerji Bakanlığı’nın hedeflerine göre, Akkuyu Nükleer Santrali devreye girdiğinde kamu kaynaklarının boşa harcanacağı ve Türkiye’nin enerji bağımlılığının artacağı öngörülüyor.

Yenilenebilir Enerji Potansiyeli
Yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeler ise kısmen umut verici. Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisinin kurulu gücünü dört katına çıkarma hedefi, ülkenin net sıfır emisyon hedefi için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak, bu projelerin ekosistemlere zarar vermemesi ve halkın katılımıyla gerçekleştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Yenilenebilir enerji projelerinin çevresel etkilerinin bağımsız uzmanlar tarafından değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

İklim Kanunu ve Adil Geçiş Planı
Türkiye’nin uzun süredir gündemde olan İklim Kanunu hâlâ Meclis'e gelmemiş durumda. 2024 yılı için yürürlüğe girmesi beklenen kanun, iklim politikalarının hukuki zeminini oluşturacak. Sivil toplum kuruluşları, bu kanunun, özellikle emisyon azaltım hedefleri ve kömürden çıkış süreçlerini içermesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, adil geçiş stratejisinin de acilen hazırlanması gerektiği ifade ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın adil geçiş stratejisi duyurusu olumlu bir adım olsa da, kömürde ısrar edilmesinin sektördeki olumsuz etkileri artıracağı uyarısı yapılıyor.

Sanayi ve Karbonsuzlaşma
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bazı sektörler için düşük karbonlu yol haritaları hazırlasa da bu hedeflerin yetersiz olduğu eleştiriliyor. Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda sanayinin karbonsuzlaşmasına yönelik somut hedefler gereklidir.

İmzacı Kurumlar
İklim alanındaki bu değerlendirmeyi yapan kuruluşlar arasında 350 Türkiye, Greenpeace Türkiye, WWF-Türkiye ve TEMA Vakfı gibi birçok sivil toplum kuruluşu yer alıyor. Bu kuruluşlar, Türkiye'nin iklim politikalarını geliştirmek için daha fazla iş birliği ve somut adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.

Türkiye’nin iklim geleceği, doğru stratejilerle şekillendirilebilir. Ancak bu adımların etkili olabilmesi için yenilenebilir enerjiye dayalı bir dönüşüm süreci ve fosil yakıtların kullanımını sınırlayan bir politika gerekiyor.

Antalya HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.